Ali Ayçil… Yine kalemine has cümlelerle kaç gündür yolcuyum, bir cümlede dağılıp diğer cümlede toplanıyorum.
İçindekiler kısmına baktığınızda 20 farklı başlıkta öykü görüyorsunuz. Kesik kesik hikayeler bağımsız bir zeminde savruluyormuş gibi dursa da sonrasında ‘Sur Kenti’nin insanlarını avucunun içine aldığını fark ediyorsunuz yazarın. Sağlam bir odak gerektiriyor, parçalardaki bütünü görmek için.
Hikayelerin hepsini ayrı ayrı beğenmekle birlikte; Aklım ve fikrim her ne kadar ‘Tancalı Seyyah’tan yana olsa da kalbimi sayfaların arasına Mahinur'un yanına bıraktım. Bir de kendi gözlerini dağlayan bi Sakine vardı. ‘Sakine'nin Mil Çekilmiş Gözleri’... Bazen o hikayenin ağırlığı çökecek içime!