Gönderi

Cevizlik'teki küçük kilisenin alçacık kulesi. Sıcacık bir yazın son günleri. Moda iskelesine vapurlar daha seyrek uğruyor artık. Çarşı esnafı küçük lambalarını gittikçe daha erken saatlerde yakıyor. Akşam inerken sebzelere serpilen su, yıkanmış taşların buğusuna karışıyor. Her yer deniz. Yakında kış gelecek. Oysa yaz dendi mi hep o: Ada'da, keskin akasya kokusu, Boğaz'da, denizli ıhlamur kokusu, arnavut ciğeri, rakı, balık kokusu. Ev hiçbir şey kokmuyor. Ev, yalnızlık demek. Kış demek. Kış gecelerinde Kule'sini bulmaya çalışıyor. Yol öyle uzak ki. Ama Cevzilik'teki Kule, her keresinde, çanlarıyla eğilip yanaklarından öpüyor onu.
·
22 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.