Gönderi

1940’dan sonra, sadece Türklere özgü bir dünya görüşü üretmeye yönelik araştırmalar doyurucu niteliklerini yitirir, çünkü Kemalist devrimi sürükleyen o coşku ve ateş sönmeye yüz tutmuştur. Entelektüel dünya, kültür iktidarının bir bölümünün de desteğiyle, yeniden Batı’ya döner ve klasik Yunan çağı uzmanı, tarihçi Arif Müfit Mansel çok farklı bir okul kitapları dizisi hazırlar. Yunan, Latin ve Batı klasiklerinin çevrilmesi ve yayımlanması sonucunu veren Klasikler Hareketi böyle başlar. Yeni bir kültürel akım, Anadolu kültürünün gerçek kaynağını Grek-Latiıı uygarlığında görmektedir; Türklerin emik geçmişini değil, Anadolu geçmişini, toprağın geçmişini dikkate almak isteyenler de bu görüşü kısmen paylaşmaktadırlar. Bu durumun okul düzeyinde yarattığı sonuçlardan biri, lise birinci sınıf tarih programının neredeyse tamamen Yunan ve Roma uygarlıklarına ayrılmasıdır. Aııcak bu eğilim mutlak egemen değildir, çünkü aynı dönemde (1939) Maarif Bakanlığı, Müslüman uygarlığı hakkında daha Türkçü bir bakışa sahip ve Türk-İslam sentezi için ortam hazırlayan, İslam Ansiklopedisi’ni çıkarır. Türkçü tepki, 1961’den sonra, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsii’nün kuruluşuyla birlikte ciddi boyutlar alır. TKAE, aylık yayın organı Türk Kültürü ile, 1970’ten sonra Türk-İslam sentezi ideolojisinin yayılmasında önemli bir araç olacaktır. Bu ideoloji, siyasi iktidann 1965’te Bin Temel Eser başlıklı bir kitap dizisi çıkarmaya karar vermesinde de soıııutlanmaktadır.
Sayfa 55 - Tarih Vakfı Yurt YayınlarıKitabı okudu
13 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.