Kadınların erkeklere açıkça ilgi göstermesi ya da herkesin içinde fazla hareketli olması doğru bulunmaz.
Oysa erkeklere ilgi duymamayı öğrenirken hiçbir şeye ilgi duymamayı, yalnızca doğru sayılan bazı belirli tutum ve davranışlara önem vermeyi öğrenirler. Hayatta pasif ve çekingen olmayı öğrenmenin, hevesi ve hoşnutluk duygusunu körelteceği açıktır, üstelik bunun ağırbaşlı kadınlarda ve özellikle az eğitim görmüş ağırbaşlı kadınlarda çok rastlanan içe kapanıklığı kışkırttığı da bir gerçektir. Spora, sıradan bir erkek kadar ilgi duymazlar, politikayı hiç umursamazlar, erkeklerden geleneğe uygun bir uzaklıkta dururlar, diğer kadınlara karşı ise, hepsinin kendilerinden daha az saygıya değer oldukları inancına dayanan örtülü bir düşmanlık beslerler. Kimseye açılmamaları ile övünürler, yani insanlara ilgi duymamak onlarca bir özelliktir. Ama kadınları bunun için suçlayamayız, çünkü bu, binlerce yıldan beri süregelen kadın eğitiminin bir sonucudur.