Gönderi

Esma-ül-Hüsna Ya Musavvir
fütuhat-ı Seyyid Muhammed Ruhi Esmaül Hüsna 2 cilt 225 ve 226 sayfalar ya Musavvir İsmi Şerifi Duyuların tasviri Hazreti Allahu Zülcelal'in tasviri, Ya Musavvir İsmi Şerif'inin tecellisi ile duyular üzerinde altı şekilde tecelli etmiştir. Allahu Zülcelal, manayla madde arasındaki hakikat geçişlerini ve farklılıklar; kavrayabilmemiz için insanı tasvir ederken o tasvirin üzerine duyulari yaratmıştır. İnsan bedenindeki tasvirin maddi yönü kulağın duyması, burnun koku alması, dilin tat alması, dokunma duyusu ve görme duyusu olarak şekillenmiştir. Maddi olan bu tasvirlerin her birinde bir de batıni gerçeklik ortaya çıkmıştır. Cenabı Hak, kulakla maddi sesi duyma imkanı verirken yarattıklarından bazılarının görünmese de seslerinin duyulmasını sağlamıştır. Bazılarının görüntüleri olmuştur, sesleri olmamıştır. Bazılarının da hissiyatı olmuştur ki o hissiyatı gönülde var olan hissiyatla karşılaştırır. Yönler bahsinde anlatmış olduğumuz incelik, duyuların tasvirinde de vardır. Her şeyin batınının olduğunun hakikati de budur. İnsan rüya gördüğü Zaman bir şeyin kendisine dokunduğunu zanneder, hisseder, Üşür, ıslanır, ağlar veya bir tat hisseder. Bütün bunlar insanın ruhunun vanda o alemin tasviri içerisindeki zaman ve mekana tabi olduğunu gösterir. O zaman ve mekan çerçevesinde yaşamış olduğu hakikat Allahu Zülcelal'in tasvir tecellisiyle ortaya çıkmıştır. Duyuların tasviri insanın zahir ve batın arasındaki ilişkiyi yaşayabilmesi içindir Duyular için bu tasvir olmasaydı insan korktuklarından emin olmaz ya da emin olduğunu zannettiği şeylerden korkmazdı. Çünkü her tasvirin içerisine insanı, ruhuna dair bir kod konulmuştur. İnsanın kimi zamanlarda “Kötü bir şe, hissediyorum. Galiba başımıza kötü bir şey gelecek.” demesinin sebebi kendi batınındaki bir hissin bir başka zahirin algısı ile örtüşmesinden kaynaklanmaktadır. Eğer insanda batıni duyu tasviri olmasaydı yandaki adamın bizim için yapacağı şeylerden habersiz olurduk. Zahiren yapılan bir şeyin tarafımızdan görünmeyecek şekilde olması bizi tehlikelerin tamamına açık hale getirmektedir. Batıni ve algılama için ikram edilmiş duyuların tasviri, Allahu Zülcelal tarafından Ya Musavvir İsmi Şerif'inin tecellisiyle yaratılmasaydı bunu hissedemezdik. İnsan zahiren yaşarken, batınen bu hikmetler kendisine verilmemiş olsa belalardan kurtulamazdı. Bu batıni duyular Allahu Zülcelal'in bir ikramıdır lakin ahmak bir zihniyet bu ikramı başka türlü algılamakta ve anlatmaktadır. Tasavvuf, bilinçli bir şekilde iddia edildiği üzere batıni hakikatler üzerine kurulmamıştır. Tasavvuf, batıni bir duyu tasviri üzerine de kurulmamıştır. Tasavvuf; zahirin, batının, evvelin ve ahirin sahibi olan Hazreti Allah'ın bütün ilimleri içerisinden O'na vuslat etme yolunu seçmiş insanların Hazreti Peygamber Efendimiz Aleyhisselatü Vesselam vasıtasıyla Hazreti Allah a meyletme biçimidir. Tasavvuf ne şeriatten ne hakikatten ne de bütün bunlari içine alan şeylerden uzak değildir. Bütün bunların merkezindedir. Allahümme Salli ve sellim ve barik ala seyidine Muhammed ve âlâ ehlihi ve sahbihi vessellim adade inamillehi ifdalihi
Sayfa 225 - Ruhi YayıneviKitabı okudu
·
1 artı 1'leme
·
87 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.