Ferhan
Erzurum'da nihayet üç dört ay kalacaksı-
nız... Fazla değil ki... Sâra- (Gülerek) Beş dakika da çok az zaman değil mi? Fakat mesela bir balığa, "Lütfen beş dakika denizden çıkınız da kumsalda oturalım... Sonra, yine dönersiniz!" diyebilir misin?... İstanbul'da ben, denizde balık gibi- yim... Dışarıda yaşayamam... Sonra, başka bir tehlike de vardı: Ya paşa babam, "Hazır gelmişken bu kışı da burada geçiriverin... Zaten havalar da bozuyor!" deseydi ne ya- pardım? Yollar karla kapanıyor, dağları duman bürüyor, babam selamlıkta yaverleriyle tavla oynarken biz annem- le, basık tavanlı, karanlık bir odada kurt, çakal seslerini dinliyoruz... Fazla olarak bu saatlerde İstanbul'un çılgın- ca eğlendiğini düşünüyorum... Allah yazdıysa bozsun.... Insan, bir kere dünyaya geliyor... Öldükten sonra mezara girmeyi anlarım, fakat yaşarken, hem de benim gibi yaşarken