Gönderi

“Mantıklı, bilinçli ya da zorunlu şekilde durdurduğumuz duygular, yaşanmamış/ karşılığını bulamamış enerji yığınları olarak kalırlar içimizde. Sonsuz bir atık denizine dönüşürüz farkında bile olmadan. Duygusal atıklar meselesi, görmezden gelebileceğimiz, üzerini örtebileceğimiz bir konu değil çünkü kararlarımızı da etkiler, davranışlarımızı, tercihlerimizi, bedenimizi ve sağlığımızı da etkiler.” “Şimdiye kadar daha iyi hissetmediğin için, kötü hissetmediğinin farkında olmayabiliyorsun.” “ hatırlamadığımız duygular da böyledir işte. Onları Saltane kadar seni aslında ne kadar baskıladığını, karakterini bile dönüştürdüünü fark edemeyebilirsin. Ancak onlardan kurtulduktan sonra pamuk gibi olduğunu, hafifledigini ve her şeyin çözüldüğünü anlarsın.” “… geleceğin nasıl olacağı ile ilgilenmek yerine, bugünün en iyi haliyle nasıl değiştirilebileceğini odaklanmak gerekir.” “ Yok ada umut da umutsuzluk da aynı derecede faydasızdır. Gelecekle ilgili iyi veya kötü bir beklenti içine girmek, olacak olana karşı direnç yaratır. Bu sebeple bulunduğumuz anı köklenmek geleceğe umutla ya da umutsuzluk da odaklanmaktan çok daha önemlidir. Yaşamda cereyan eden her şeyi doğru yere gidiyordur, yanlış bir söz akış söz konusu olamaz. Hiçbir şey, olmaması gereken bir yere doğru atmaz. “Bu hiçbir zaman yoluna girmeyecek!” dediğin her şey, zaten yolundadır. Sana göre yanlış, ona göre doğru, sana göre kötü, ona göre iyi… Bu kavramlar bireylerin yorumlarıdır sadece. Hayatta her şey zaten olması gerektiği gibidir.”
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.