Ellerimizde kül sıcaklığı,
tenimizde ıslak toprak kokusu,
Gözlerimizde mürekkep
Geçtiğimiz yolların ahı düşmüş üzerimize,
Şeyhlerin ve de şahların yok olduğu yerden,
şiirler dökerek coğrafyasına,
bütün savaş kusanların,
ölü çocuklarla tekerleme söylemek üzere yollara düşeceğiz,
Gecenin tam körü
Aklımızda ne felsefik kuruntular
ne de hasret türküsü
motorları maviliklere ulaştırma telasesi...
koynumuzda yıldızlar,
güneşte entarisi solmuş kızlar,
Çocuklar...
Ah çocuklar
güzel günler göreceğiz güneşli günler,
barışın suyunu serpeceğiz martıların
kanatlarına,
deniz götüreceğiz kara yüzlü cellatlara ,
Sevginin boyun kesen sıcaklığıyla
merhaba diyeceğiz...
merhaba cellatlar,
Merhaba ölüm seviciler ,
merhaba beyaz sarayların soluk beyinlileri ,
size merhamet getirdik...
Mezopotamya dan,Ninovadan
Yusuf'un kuyusundan,Said'in sakalından,Diclenin coşkusundan,Fırat'ın kuşkusudan,
solundan ülkemin vede sağından
Size merhamet getirdik...
Gülümseyen gözlerimiz
bomba sıcaklığında suretimiz
ilmik olsun boynunuza merhametimiz