Gönderi

İhsan nedir, diye sordu. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) Efendimiz; -İhsan; her ne kadar sen Allah’ı göremiyorsan da Ke enneke terâhu: Allah’ı görüyormuşçasına, onu görür gibi, seni gördüğünü bilerek, onun huzurunda olduğunu tadarak Allah’a âbd olmandır, buyurdu. Bu sefer o zat; -Kıyamet ne zaman kopacak, diye sordu. Resulullah (s.a.v.) Efendimiz bu soruya cevaben; -Bu konuda sorulan, kendisine sorandan daha bilgin değildir, buyurarak kıyametin bir kısım alametini belirtti. O zat yine “doğru söylüyorsunuz” deyip, Resulullah (s.a.v.) Efendimiz’i tasdik etti, daha sonra da kalkıp oradan ayrıldı. O zat gittikten sonra Resulullah (s.a.v.) Efendimiz, sahabeye; “onu bana getirin” dedi. Sahabeler kalkıp adamı aradılar; ama bulamadılar. Bunun üzerine Resulullah (s.a.v.) Efendimiz; “o kimdi, biliyor musunuz? -O, Cebrail (a.s.)’dı. Size dininizi öğretmeye gelmişti”2 buyurdu. Muhammed Hüseyin, Fatiha Suresinin Tefsiri, s.25.
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
Kur'an'ın Özü, Kapısı, Fatiha Suresi'nin Tefsiri
··
128 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.