Gönderi

bir doktor ve bir hiç
sıradan bir gündü yine. adam alakalı alakasız her fırsatta doktor olduğunu dile getiriyordu. toplumun çoğunda en rahatsız olduğum özelliklerden biri de buydu zaten. hayatı boyunca mesleği dışında bir yaşam becerisi geliştiremediği için - istisnalar hariç - gündelik hayatında mesleki kimliğini boynunda bir madalya gibi taşıyordu. girdiği her ortamda, buna göre muamele ve itibar bekliyordu. oysa gelişmiş toplumlarda, hastane dışında bir doktor veya görevini ifa ettiği kurum dışında bir meslek mensubu, mesleğinden dolayı itibar görmezdi. gündelik hayatta itibar görmek için bir ölçüt varsa, o da ahlaklı olmaktı. her fırsatta doktor olduğunu ileri süren adam - onun gururunu okşamak için doktor bey diyeyim - aramızda gerçekleşen iletişimde kendisine doktor olduğu için kibar ve saygılı davrandığımı düşünse de hastanede doktor olmayan diğer sağlık çalışanlarına da aynı şekilde davrandığımı bilmiyordu. kendi mesleği dışındaki insanları küçük görerek kendi egosunu okşuyordu. bu durum ruhsal olarak sağlıklı bir insanın yapacağı iş değildi. sanıyordu ki diğerleri onun yerinde olmak istiyordu. oysa şahsım adına ben sadece 'hiç olmak' için yaşıyordum... YEÖ
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.