Gönderi

— Peki, soralım. Meneksenos, sana bir şey soracağım, ne diyeceksin bakalım. Çocukluğumdan beri benim arzuladığım bir şey vardır. Herkes bir şeye tutkundur: Kimi ata, kimi köpeğe, kimi paraya yahut şana, şerefe. Bütün bunlar benim umrumda değil; ben dost edinmeye meraklıyım. İyi bir dost benim için dünyanın en güzel bıldırcınından, en güzel horozundan, hatta ne yalan söyleyeyim, en güzel atından ve köpeğinden çok daha değerlidir. Bende bu dostluk merakı oldukça Dara’nın bütün hazinelerini, kör olayım, bir dosta değişmem. İşte onun için, sizi, Lysis’le seni gördükçe hayran oluyorum; ne mutlu size ki daha çocukken, çabucak ve kolaycacık böyle bir nimete kavuşmuşsunuz; durup dururken Lysis seni, sen Lysis’i bu kadar candan sevmişsiniz. Bense böyle bir saadetten o kadar uzağım ki, insanın nasıl dost olduğunu bile bilmiyorum. İşte, sana sormak istediğim de bu; senin tecrüben var, bilirsin. Şimdi bana cevap ver: İnsan birini sevince dost hangisidir? Seven mi, sevilen mi? Yoksa ikisi arasında fark yok mudur?”
·
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.