Talat hakkında ise bazıları onun Hollanda'da, bazıları da Münih'te olduğuna dair spekülasyonlar yapmaktaydı. Gerçekte o, Berlin'de sığınak aramaya devam etmekteydi. Cemal'in de Berlin, ve Milano'da yaşadığı ve hatta Moskova ve İstanbul'a yolculuk ettiği söylenmekteydi. Gerçekte Cemal Paşa kendisini İsviçre'nin Klosters Platz isimli küçük bir kasabasında saklamış ve orada (Münih'te geçirilen 15 gün dışında) Kasım 1919'da, Münih üzerinden Moskova'ya gidene kadar kalmıştır. 23 Ağustos 1919'da, Meşhed'deki General Malleson, geniş araştırmalar sonucunda Enver Paşa'nın son iki yıl içinde Hazar'ın doğusunda bulunmadığina karar vermiştir. Buna karşın birçok insan uzun bir süre Enver Paşa'nın Kafkasya'da radikal hareketler gerçekleştirmek için kaldığına inanmıştı. Temmuz 1919'da İngiliz Askeri Servisi'nin İstanbul Bürosu, Enver'in Anadolu'daki Milli Hareketi yönlendirmek için Azerbaycan'da olduğunu ve Mustafa Kemal ile yakın ilişkide bulunduğunu tahmin ediyordu. Mustafa Kemal'in de Enver, Faysal ve Bolşevikler ile bağlantılı olduğu tahmin edilmekteydi. Paris'teki Japon Sefiri Bakanlığa şöyle rapor yazmıştı: "Enver Paşa şu anda Kafkasya'da bulunmaktadır ve çok-yakında Mezopotamya ihtilali için Irak ve Arabistan'a hareket edecektir".
26 Ekim 1919'a kadar İstanbul'daki İngiliz yetkilileri, Enver Paşa'nın oradaki varlığının şüpheli olduğunun farkına varamamışlardı. Buna karşılık Mustafa Kemal'in Enver ile bir şekilde ilişki içinde olduğunu tahmin ediyorlardı. Enver Paşa' dan ayrılışın 10. gününde Talat Paşa- ve bu ayrılışla sahipsiz kalan grup, Spartakusbund'un isyanı sonucunda halk kargaşasının yaşandığı Berlin'e ulaşmışlardır. Talat, Enver'e postayla gönderdiği mektuplarda, Berlin'de sığınak bulduktan sonra Kafkasya davası ile ilgilenmesini tavsiye etmiştir.