Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

96 syf.
10/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Peter Schlemihl İncelemesi ve Chamısso'nun Aydınlanma ve Dönem Eleştirisi
Adelbert von Chamisso çağında ortaya çıkan AYDINLANMA'nın sorunlarını eleştirmiş, dünyada etkisini göstermeye başlayan monotonlaşmanın ayak seslerini görmüş bir botanikçi, coğrafyacıdır. Chasmisso, ikinci dalga Alman romantiklerindendir, kendisi Fransız Devrimi sonrası Avrupa'yı karıştıran Napolyon savaşlarını görmüş bir (Frankofon bir Alman olarak) yazardır. 19.yy'da Almanlar Fransızların kültürünü tanımaktan uzaktılar, bu dönemde Chamisso Fransız edebiyatı ve sanatını bilen bir yazardı. Aynı zamanda, Fransız kültürünü bilmeyen Almanların kültür ve edebiyatını Fransızlara gösteren bir bilim insanı ve yazardır. Bir coğrafyacı olarak Chamisso'yu en içten dualarımla karşıladım, ruhu şad olsun. Bu eserinde, Goethe'nin Faust'u ve Schiller'in Hayaletgören adlı eseri başta olmak üzere, klasik anlamda şekilden şekle giren mefistofeles figürü, Schlemıhl'a yönelir, tıpkı faust'ta görüldüğü üzere oynak ve şen şakrak bir adamdır. Çok ilginç bir şekilde, insan kılığındaki cemiyet hayatına uygun olan şeytan, büyü ve sihirbazlıklarıyla fizik kurallarına aykırı şeyler yapar, ilk bölümdeki baloda herkesin istediğini yapan adamdır. Önemli olan şey bu ilk bölümde, schlemıhl hariç herkes bu garip adamı ilginç bulmak yerine gayet normal birisi olarak görürler, işte metindeki kırılma burada ortaya çıkıyor, fizik kurallarına uygunsuz bir biçimde çalışan illüzyonlar olabildiğince normalleştirilmiştir, bu durum bize doğrudan şunu verir, kibir ve adaletsizlik meşru hale gelmiştir. İllüzyon, hakiki bir duruma geçmiştir, insanlar garip adamın ne çıkardığı ve önlerine sürdüklerini sorunlaştırmadan yaşamaktadırlar. İlk bölümde, tıpkı faust'a benzer bir yönüyle, insanın içini gıdıklayan yönünü salık veren, insana hazlarına dönük buyruğunu gösteren şeytan, Schlemıhl'in gölgesi karşılığında ona dilediğini veren bir kese verir. Schlemıhl bunu kabul ederek, emek ve çaba sarf etmeden asalakça bir şekilde büyük bir kibirle GÖLGESİNİ SATAR. Buraya kadar, klasik anlamda destansal-teolojik anlamda şeytan-insan ilişkisinde gölge ya da ruh verme, toplumsal bir yöne taşınmış değildir, daha çok gölge ile tabir edilen belirtme, henüz Schlemıhl toplum içine karışmazdan ilkin fizik kanunlarına karşı gelme durumunu geçmiş bir yerdedir. Belirli olarak gölgesiz yaşamanın fizik kanunlarına karşı olmasıyla bir insan nasıl gölgesiz olur şaşkınlığını takiben, gölgesiz olan bir şeyin insan değil kötücül bir varlık olacağı, Schlemıhl'ın insan içine çıkmasıyla ortaya çıkar. Gölgesiz yaşama, güneş ve ay çıktığında garipsenecek bir boyutta insan durumuna geçmesi Schlemıhl'ın durumunu giderek kötüleştirir. O zengin bir adamdır ancak, gelin görün ki acaba insan olabilmekte midir? Buraya kadar gölgesizlik olgusunu, basit olarak sadece şeytan-insan ilişkisi ve gölgesiz insandan herkes kaçar nedenselliğini göre odaklanmayın! Gölgesiz olmak, aynı zamanda statü, kimlik ve kendisini gerçekleştiremeyen bir insana dönüşmeyi belli eden bir duruma girmiştir, Schlemıhl insan içine çıkamadığı insanların ihtiraslarını ve toplumsal yapının işleyişini bilemeden yaşayan birisine dönüşmüştür. Giderek, kendisini izole ettikçe daha da zengin olmuştur, bu zenginlik ise son derecede karşısında bedel olarak son derecede cezalandırıcı bir zorunluluk olarak kaderine yansımıştır, kader burada zorunlukla bağlanan bir halde Schlemıhl'ı insana yabancılaştıran bir yöne getirmiştir. Sosyal statü, insani durumlar, toplumsal ilişkileri, özgürlük-zorunluluk arasında mutlak ve evrensel yargılarda bulunan Aydınlanmanın, kültür dünyasında yerleştirmek istediklerini, köhnemiş insana dönüşen Schlemıhl üzerinden benzeştiren Chamisso, Aydınlanma eleştirisini gölge (insan-mekan-zaman-görecelik-insanın içgüdüleri) üzerinden kuruyor. Gölge, bizim insan olmamızı sağlayan, kendi hayatımızda bir anda ulaşamayacağımız, isteklerimizin ancak çalışarak elde edeceğimiz bir yönü göstermektedir, insan ikili yönlerinin değişebilen olumlu ve olumsuz yönleriyle kendisini kabul etmelidir. Aydınlanmanın topluma ve insanlara üstünkörü evrensel yasa ile bakması; insansal yönümüzün ikiliğinde mücadele edilmeden yapılan hazırdan elde edilen, karşılığında ne olursa olsun düşüncesi, Schlemıhl'ın düştüğü hata değil midir? Adalbert von Chamısso, Alman romantiklerinin kendi dönemlerinde ortaya çıkan kitlesel dönüşümün olmasıyla bize modernitenin yaklaşan adımlarını göstermişlerdir, aydınlanma eleştirisinde bulunurlarken gotik edebiyatta etkisini gösteren olağanüstü durumlar ile olağanlık arasında; ideal ile gerçeklik arasındaki çizgide insanın mücadelelerini gösterir. Eserin sonu, Faustvari bir çöküş olmasa da gölgesiz olmanın kendisine bindirdiği yükten dolayı insanlardan uzaklaşan Schlemıhl, Alman romantik edebiyatında gördüğümüz üzere karakterlerin özgürlüklerini arayış haline getirmeleri bir daha asla toplum-kent-insan düzeyinde bulunmamak için dünyayı dolaşır. Schlemıhl'ın eserin sonlarına münzevice yaşamanın rolünü hissettirir, kendisine göre hayat biçimi haline gelen şey Thebai'nin mağaralarında hayatlarını devam ettiren münzevilerden aldığı sükut haline geçmenin arzusudur. Eserin sonunda, Schlemıhl gezgin, münzevi ve botanikçi-coğrafyacıdır. Gölgesizliğinin kendisine dayattığı zorunluluk onun toplum içinde yaşamasını uzaklaştırır, gölge burada aynı zamanda para-güç-hırs ile temsil edilen toplum hayatında öne çıkan birikim ve gösteriştir. ''İnsanlar arasında yaşamak istiyorsan, her şeyden önce gölgeye, sonra da paraya saygı göstermesini öğren. Eğer yalnızca kendin için ve içindeki iyi tarafın için yaşamak istiyorsan, o zaman öğüde gereksinmen yok.'' (s.96) Gölgesiz yaşama tabi olmanın meydana getirdiği ile anlatılmak istenen durum şudur, schlemıhl gölgesini olmadığını göstermeden yaşayan bir zorba olsaydı ne kendisine ihanet eden uşağı ne de kızını ona vermeyen orman müfettişi olurdu. Chamısso eserinde acı biçimde, üzerinde kendisine sunulmuş olan emek verilmeden zengin olmanın eleştirisini yaparken, kusurlarını güçsüz olarak gösterilmesine tahammül edemeyen dalkavukların, saygı gösterilmesi için türlü numaralar yaptığını da anlatır, bu tipler kendi döneminde çok bulunuyordu. Görüldüğü üzere, gölge hakkında yapılan yorumlar ilkin teolojik-destansal yönde gelişir, ikinci olarak emek vermeden illüzyonların etkisiyle baş karakter zenginliğini sattığı onursuz bir hayatla sarılır; insanları bilmez, toplumu tanımaz kendi bildiğini okur, üçüncü olarak ise kendisine yabancılaşan kendisinde de nefret edecek boyuta gelir zengin olmasını sorgulayacak bir duruma gelmemiştir ihanete uğramıştır. Sonunda, gölgesiz yani kimliksiz, topluma ait olmayan geziciye dönüşmüştür. Bu gezicilik, botaniğe, doğaya ilgi duymanın arkasında toplumsal hayatın monoton, tekniğe düşkünlük ve gösterişli budalalığından kaçan ve uzaklaşan birisi karşımızdadır, dürüst ve hassas kalpli bir insan olan Chamisso! Aydınlanma eleştirisi, gotik edebiyatın gizemci yönü ile karşımızdadır, şeytan burada tekniği ve anında hazır olan gittikçe artık etrafımızı saran hazırcılığa düşkünlüğü temsil etmektedir, bir yüzyıl sonra modernite adını vereceğimiz, doğaya yabancı ve kibirden geçilmeyen kentler içinde hayatımıza devam edeceğimiz, tekniğin ileri boyutta bizi sarmalayacak olan hayatlar örülmektedir. İnsan gittikçe içinde sürekli bedel ödeyeceği, daha nice gölgesiz hayatların olduğu bir yaşam görülecektir. Chamisso, gölgesini sattıktan sonra pişman olmayan zenginliğe güç katan ve korku veren aynı zamanda sevilen bir schlemıhl yaratsaydı, bu hikaye romana dönüşebilirdi ve işler çığrından daha da çıkmış olurdu. Chamisso, tam olarak kendisini incelemek ve toplumsal yapıyı kendi döneminde anlatmak için yazdığı bir eser olduğundan Goethe'nin de kendi hayatından etkileri koyduğu Faust gibi uzun bir eser olamazdı. Ben kitabı çok beğendim, hoffmannvari büyülü gotik bir eser olmuş.
Peter Schlemihl
Peter Schlemihl
Adelbert Von Chamisso
Adelbert Von Chamisso
Peter Schlemihl
Peter SchlemihlAdelbert Von Chamisso · Cumhuriyet Kitapları · 19991,383 okunma
··
54 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.