Kitapta iki hikaye var. Tuna'nın Türküsü ve Bir Gün. İlk hikaye olan Tuna'nın Türküsü resmen beni zaman makinasıyla yolculuğa çıkarmış gibi hissettirdi. Yazarın üslubu, akıcılığı, hikayenin naifliği bir yana içi çok çok dolu bir kitap. Bilmediğim bir çok şey öğrendim ve bunu öğretme amacı gütmeden sizi hikayenin içine çekerek yapmayı başarmış yazarımız. Kitabın konusuna gelirsek ya yazar bu hikayedeki durumu yaşamış ya yakınında bunu yaşayan biri olmuş ya da hayal gücü hakikaten çok geniş. Ayrıca kitabın bu kadar az okunmasını da hayretle karşılıyorum. Zira şiddetle tavsiye edeceğim bir kitap oldu benim için.