"Özellikle de belirsizlik ve çatışma durumlarında -sûfiler ve İslamcılar gibi- dinî aktörler birtakım gerekçelerle çevrelerini ya tarihselleştirir ya da tarihsellikten çıkarır.
Geçmişe dönüş zorunludur, çünkü gelecek geçmişin bir devamı olmalıdır.
Dolayısıyla tarihselleştirme her zaman geleceğe ilişkin mevcut endişe ve sorularla sarmalanmış bir geçmişle desteklenir."