Gönderi

Bir keresinde, devletlerarası kongrelerden birinde idik. Bir Cezayirli ile bir Tunuslu'yu konuşurlarken gördüm. Fransızca konuşuyorlardı. Kendilerine şöyle latife ettim: 'Yahu ben yanınızda Filistin müftüsüyüm; sizler iki Arapsınız; toplantımız, Arap devletlerinin meselelerini görüşme toplantısı; ama sizler Fransızca konuşuyorsunuz. Bu nasıl iş?' 'Hocam, mazur görün,' dediler. 'Bizim kültürümüz Fransızcadır. Arapça avam lisanını konuşabiliyoruz. Fakat derin mevzuları ifadeye Arapçamız kâfi gelmiyor. Fransızca konuşmaya mecbur oluyoruz. Böyle yetişmişiz... 'Fransa, sizin ülkelerinizde ne kadar kaldı?' 'Yüz sene kadar...' 'Peki, Osmanlılar kaç sene kaldı?" 'Dört yüz seneden fazla...' 'Acaba sizin dedeleriniz, babalarınız, sizin böyle Fransızca bildiğiniz gibi Türkçe bilirler miydi?"
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i Aksa
Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i Aksa
·
1 artı 1'leme
·
404 görüntüleme
Melek nur Ay okurunun profil resmi
Onlar böyle cevap verince, ben de artık fırsatı kaçırmadım, "Yahu adamlar yüz senede size anadilinizi unutturmuş. Kendi lisanıyla konuşmaya mecbur hale getirmiş de, Osmanlı dört yüz senede sizi kendi dilini konuşmaya mecbur etmemiş. Üstelik kendi gençlerine Arapça öğretip sizin beldelerinize vali, kaymakam, kadı diye göndermiş. Bu devlet mi istilacı?" dedim."
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.