Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

192 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hepimiz sahtekar olduğumuz için birbirimize tahammül ederiz!
Uzun zamandır bu kadar iyi kitap okumamıştım. Kendimle çok fazla baş başa kaldığım bu dönemde üst üste okuduğum bilinç akışı tekniğiyle yazılan felsefi kitaplar ruhuma iyi geldi. Normalde okurken sıkılacağım kitaplar bana yazar ile sohbet ediyormuşum havası veriyor. O yüzden bir başka sevdim bu kitabı da. Kitap altı bölüm ve her bölüm içindeki kısa kısa pasajlardan oluşuyor. Her pasaj kadar, pasajlara atılan başlıklar da dikkat çekici etkiye sahip. Tam “burada bırakayım” diyorum, başlığı okuyup sıradaki bölüme devam ediyorum. Kitap genel anlamda oldukça karamsar fikirleri barındırıyor. Dili ağır değil, anlatımı da güzel fakat fikri anlatılanlar iç karartıcı gelebilir, bu yüzden okunması zor bir metin. Ben yazarın anlatımını çok beğendim, melankolik karakter yapımdan dolayı belki de. Yazarın kendi mutsuzluğunu kabul etmesi, bu doğrultuda yazması onunla yakınlık kurmama sebep oldu. Çünkü ben de mutsuzluğun gizlenmesine karşıyım. Mutsuz olduğumda hislerimi saklamaya lüzum görmüyorum. Mutluluk nasıl gizlenecek bir duygu değil ise karamsarlık, mutsuzluk, üzüntü de bence gizlenmemeli ve bunları hissettiğini göstermek kişide değer kaybına sebep değil. Zayıflık hiç değil, benim nazarımda. Çürümenin Kitabı yazar ile tanışma kitabımdı. Kitapta yazarın fikirlerini okurken içten içe yazara sempati duydum, kendisini araştırınca saygınlığım arttı. Emil M. Cioran’ın kendinden, fikirlerinden bu kadar emin olması hem şaşırttı, hem hayranlık uyandırdı. Çünkü çok keskin ve sert fikirleri var. Kitaptaki bir çok görüşüne katılıyorum. Daha önce üzerinde düşünmediğim konular içinse yazar ile aynı fikre doğru evrildim. Cioran’ın mutsuzluk üzerine yazdıkları, kitaptaki melankoli bölümü, karamsarlığı ele alışı, hayatı anlamsız ve belirsiz buluşuyla kendi felsefesini oluşturmuş. Çocukluğundan itibaren çok fazla düşünen, sorgulayan sonucunda uykusuz günler geceler geçiren Cioran, karamsarlığını ve bu doğrultudaki fikirlerini yazmak zorunda hisseder. Kendi benliği ile yüzleşmek ve hayata tutunabilmek için yazar. Yazmanın onun nazarında edebi bir değeri yoktur, yazmak içe dönüştür, özünü bilmektir. “Formüle edilen her şey daha katlanılabilir hale geliyor” diyerek, samimiyetle düşüncelerine tahammül sebebinin yazması olduğunu açıklar. “Yazmasaydım suikastçı ya da seri katil olabilirdim” diyecek kadar da açık fikirli ve düşüncelerinin ağırlığının farkında. E. M. Cioran tam bir nihilizm yanlısı, yaşamın anlamı ve amacı olduğunu kabul etmiyor, belirsiz olduğunu savunuyor. Sürekli mücadele ettiği anlamsızlık ve boşluk hissi ile varoluş sancısı çeker. Bu içsel çatışmasının izleri hayatının her alanına yansıyor. Hayat amacı olan inançlı ve huzurlu insanların, hayatın saçmalığını bilmelerine rağmen samimi davranmadıklarını düşünüyor. Bu anlamda “Hepimiz sahtekar olduğumuz için birbirimize tahammül ederiz.” diyebilecek kadar fikri net. E. M. Cioran insanın kendine tahammül edemeyecek kadar aciz olduğunu, bunun kanıtı olarak “can sıkıntısı” duygusu ile lanetlendiğini düşünür. Sürekli kendine bir hedef bulması gereken insanın bu özelliğini acizlik olarak nitelendirir. Bireyin acizliğine dair fikirlerinden dolayı hiç evlenmez, çocuk yapmaz. Hatta “Dünyaya getirmek istemediğim çocuklar bana borçlu olduğu mutluluğu bir bilseler” diyecek kadar, kendi fikrinin doğruluğundan emin. Peki bu kadar karamsar bir filozof neden intihar etmedi? Kitapta yaşam, ölüm, intihar üçgeni için kaleme aldığı fikirleri oldukça enteresan. Yaşamayı her şeyden önce kötü bir alışkanlık olarak nitelendiriyor. “Yaşamdan tiksindiğim kadar, ölümden de tiksiniyorum” diyerek, çok keskin fikirlerinden birine daha imza atar. “İnsanlar gelecekte acı çekmek istemiyorum yerine, geçmişte keşke bu acıları yaşamasaydım, fikrinden dolayı intihar eder.” der ve zaten acılar yaşandığı için bireyin intihar etmekte geç kaldığını savunur. Emil M. Cioran henüz 23 yaşındayken, uykusuz kaldığı günlerin sonunda bir kaç hafta içinde yazdığı, ilk kitabına verdiği isim gibi “Ümitsizliğin Doruklarında” bir hayat yaşamış, fikri anlamda.
Çürümenin Kitabı
Çürümenin KitabıEmil Michel Cioran · Metis Yayınları · 202110,3bin okunma
··
24 artı 1'leme
·
2.178 görüntüleme
Harun Karsu okurunun profil resmi
Kalemine sağlık yine çok iyi ve samimi yazmışsın 👏
Semra YAPAL okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 🙏
Ege okurunun profil resmi
Çok güzel bir inceleme olmuş kaleminize sağlık 🙏
Semra YAPAL okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim 🙏
Bu yorum görüntülenemiyor
OZAN okurunun profil resmi
Okurken kitabın içine kendi içime dönüş yaptım sanki,Sabahattin Ali bin içimizdeki şeytan kitabı aklıma geldi, insanın mutluluğunu da mutsuzlugunuda anlatmasi sanırım özüne dönmesi ve herkese güç vermesidir
Semra YAPAL okurunun profil resmi
Ve kişinin özüne dönmesi, kendi gücünü fark etmesidir 😊
Sevgi Yapal okurunun profil resmi
Tebrik ederim çok güzel yazmışsın 👏👏
Semra YAPAL okurunun profil resmi
Teşekkür ederim 💙
Turan Erdoğan okurunun profil resmi
Okuduğum en iyi incelemelerden biri 👏👏👏
Semra YAPAL okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim ☺️
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.