İnceleme bitince düşündüm ben de,
"İnsanları kıyıya atan söylenmemiş ne çeşit suskunluklar var," denmişse incelemede; attığım taş yerini bulmuş, susulan yerden devam edilmiş sayıyorum.
Ben sanmıştım ki taş suyun üzerinde biraz gider, sonra batar. Kimse hatırlamaz bunu. Sizin gibi değerli okurlar bir şeyler yazdıkça, yazma ihtiyacı duydukça gönüllere dokunduğunu, hikâyenin tanıdık geldiğini görüyorum ve çok mutlu oluyorum. O zaman diyorum ki safir de olsa fırlatacaksın bu dünyada, içerde kalmasın, elbette kıymetini bilen çıkacaktır. Değil mi ki "taş da bir kum da bir."
İyi ki yazdınız, sizdeki yansımalarını paylaştınız değerli hocam. Teşekkürler.