Gönderi

Yalnızlık etrafımızda insan olmaması değil; bizi anladığını hissettiğimiz insanların yokluğudur. Çektiğimiz ıstırabı kimsenin duymamasıdır. Dünyaya bizim gözlerimiz ve kalbimizle bakan insanların eksikliğidir. İnsan, anlaşılmaya muhtaçtır.” Diyor Kemal Sayar Hocam. Bugün karşımda bir çift oturuyor. O kadar güzeller ki, bakmaya kıyılmayacak kadar… Bebekleri de var. Konuşmaya başlıyorlar. Ancak kulakları duymuyor, dilleri konuşmuyor. Elleri üstlenmiş bu görevi. Bakıyorum, ben mahzun oluyorum ama onlar o kadar mutlular ki hani diyoruz ya bazen ‘susarak konuşursun mühim olan seni anlayanın olması.’ İşte bunun vücûda gelmiş halini izliyorum. Diller susuyor, gözleri konuşuyor. Onlar anlıyorlar birbirlerini. Süslü cümleleri yok ama süslü kalpleri var ve onlar iyiki varlar diyorum… Birde zihnim sürâtle diğer tarafı tahayyül ediyor. Lisanının sesi olan ama kabinin sesini duymayanları. Dilden çıkardıklarını kalplere değdiremeyenleri. Konuşunca hayrı değil de şerri saçanları. Hayr konuştuğunu sanıp iğnelerle gönülleri delenleri. İki tarafıda müşahede edecek idrak verildiyse, seçim hususunda iradede verildi öyle değil mi?Tercih sunuldu. Ya kalbine güzelliklerin talimini yaptırıp onları saçacaksın ya da kötülüklere önder olacaksın. Elimizde ki nimeti kin için nefret için kullanmayıp sevgi için kullansak, varlığımızın ve bize bahş edilen nimetlerin kıymetini bilsek ve bilhassa bilsem diyorum… Istırabımız duyulmuyor olsa da birilerinin ıstırabını duyan ve dindiren miyiz yoksa birilerine ıstırap olan mı?… Vesselam.
··
346 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.