Gönderi

- "Büyük Doğu-İbda, bütün ilimler, sanatlar, felsefeler, mistik ve mitolojik öğretiler hakkında söyleyecek sözü olan belki de tek anlayıştır. İlimler hakkında der ki: - "Her ilim, kendi alanında bir “geçerli açıklama” niteliği taşır. İlimler hipotez olarak kurulurken, teori olarak genelleştirilirken ve kanun haline geldiklerinde bu nitelikten kurtulmazlar. Hiçbir tabiat kanunu yoktur ki, âlimler onu nihai hüküm ve tartışılmaz olgu kabul etsin. Yerçekimi kanunu bulunalı 300 yıl olmasına rağmen hakkındaki tartışmalar sona ermemiş, “ondan daha geçerli bir açıklama”nın olup olmayacağı şüphesi devam etmektedir. İlimler tartışmaları bitirmez; sadece eski tartışmaları sonlandırıp yeni tartışmaları başlatır. Şu halde ilimler kendi alanlarında ne kadar ilerlemiş olursa olsun, sonuçları ve genel güzergâhlarıyla daima mücerret fikrin ışığına ihtiyaç duyar ki, bu ışığı günümüzde bir tek Büyük Doğu-İbda sağlıyor." Sanatlar hakkında der ki: - "Her sanat, kendi ifade aracıyla, en yüksek güzelin aranışıdır. Güzelin aranışı ise her seferinde birtakım iyilik ve doğruluk değerlerinin içinden geçer ve bu değerler ne kadar yükselirse o kadar yüksek bir güzelliği hedefler. Gerek değerlerin yükselişi, gerekse güzelin aranışının, arayan farkında olsun veya olmasın nihayetinde “Allah'ı aramak” bulunuşu göz önüne alınırsa, sanatın her alanı ve her ifade aracıyla ayrı ayrı mücerret fikre ihtiyacı görünür ki, bu ihtiyacı da bugün bir tek Büyük Doğu-İbda karşılıyor." Felsefeler hakkında der ki: - "Her felsefe -varlık ve oluşa dair- “en derin tutarlı bütün”ü hedefler. Fakat her “en derin tutarlı bütün”, diğer tüm “en derin tutarlı bütünler”i red ve tekzip eder. Filozof sorar: “Her filozofun hakikati ona hakikat görünendir, öyleyse hakikatin hakikati nerededir?” İşte Büyük Doğu-İbda, bu soruya cevap veren bir tek mücerret düşüncedir ki, her felsefenin tamamlanışı ve hakikat kutbuna bağlanışına ayrı ayrı yol gösterir. Mistikler (tasavvuf) hakkında der ki: - "İnsanlık içinde ne çok mistisizm var! İnsanoğlu dünyaya geldi geleli en sığ ilgileri içinde bile bir mistik eğilime sahip. Nerede kaldı en büyük inançları? Bugün de toplumda tasavvufî gelenekten gelip birtakım tasavvufî ritüelleri yaşatan pek çok cemaat var; ama bunların çoğunun siyasî ve iktisadî yönleri, tasavvufî yönlerine ağır basıyor. Bir tek Büyük Doğu-İbda’dır ki, tasavvufun gelmiş geçmiş en yüksek hikmetleri arasında dolaşıyor: O, Vahdet-i vücud ile vahdet-i şühudu bir arada görüyor, onları fikren konuşulabilir ve sırrına yaklaşılabilir kılıyor. Sadece o, “Her şey O değil, O’ndadır, bu yüzden ki O!” diyen üstün idraka kapı açıyor." Mitolojiler hakkında der ki: - "Mitoloji bugün bir çöplük. İçinde eski semavi dinlerin hikmetleri kadar, en bayağı soydan hurafeler ve batıl inançların da bolca yer aldığı… Fakat bu çöplüğü asıl kokutan, onu günümüz mantığıyla yorumlamaya çalışan ve ne dili, ne de hâlinden anlamadığı için saçma sapan yerlere götüren, mânâdan habersiz Batı aklıdır. Bu aklı onun üzerinden kaldırıp Büyük Doğu-İbda’nın getirdiği saf şuurla bakacak olursak, o çöplüğün kaosu birdenbire kozmosa dönmeye, nizâma kavuşmaya, kapalı dili açılmaya ve bizimle konuşmaya başlar. Eski insanların, modern Batılıların zannettiği kadar salak ve hayalperest olmadıkları, hatta yer yer onlardan çok daha derin bir idrakı temsil ettikleri anlaşılır..."
Selim Gürselgil
Selim Gürselgil
adimlardergisi.com 25 Ekim 2022
··
305 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.