Televizyon güzel bir görüntü gösterdiği ve bu görüntüyü küstah bir yalanla yorumladığında aptallar her şeyin açık seçik olduğuna inanır.
Yarı seçkin kişi,
neredeyse her şeyin karanlıkta kaldığını,iki yönlü olduğunu ve bilinmeyen kodlar tarafından "oluşturulduğunu" bilmekle yetinir.
Daha müstesna bir elit ise ulaşabildiği bütün gizli bilgilere ve sırlara rağmen her özel durumda açıkça
ayırt edilmesi güç olan doğruyu öğrenmek isteyecektir.
O, bu aşkı genellikle karşılıksız kalmasına rağmen hakikatin yöntemini öğrenmekten keyif duyacaktır.