Ahlak üzerine düşünürken, ilk çağların sadeliğini anlamamak mümkün değildir. O çağlar yalnız doğanın eliyle süslenmiş güzel bir kıyıdır: Her an biraz daha uzaklaştığımız bu kıyıya dönüp dönüp üzüntüyle bakarız. Her işlerini tanrıların gözü önünde yapmaktan zevk alan insanlar, o zaman kulübelerinde, tanrılarla birlikte yaşarlardı. Kötülük başlayınca insanlar, bu rahat kaçıran seyircilerden usandılar ve onları heybetli tapınaklara koyup kendilerinden uzaklaştırdılar. En sonunda tanrıları bu tapınaklardan da attılar ve içlerine kendileri yerleştiler.