Gönderi

Panayır-Sur
Yataklarımıza kadar sokularak yorganlarımızın altındaki pör-dük gövdelerimizin incecik damarlarında çöreklenen uykularından,gündüzleri çevremizi kuşatan her türlü ağı yu.kendilerini parçalarçasına emip,geceleri,tıpkı bir annenin karanlık odalarda hasta çocuğu için dualar mırıldanarak dinmiş üfleyişlerini onun yüzünden”şifa niyetiyle”durmamacasına gezdirip gibi,ağulu soluklarını incecik kaçak esintilerle üfüren kırlıklardaki otların bir gün bizleri büsbütün yok edecek olan sarhoşluğundan henüz sıyrılamışken kızgın parlamalarla her günlünden daha erken yani anne otların dudaklarının kıpırtılarına engel olamadıkları o esintili saatlerde uyandığımızda çukurları kara yoğun bir dumanla dopdolu bul dük.
Sayfa 131 - ebyKitabı okudu
··
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.