Gönderi

Köylülerin Devrimci Potansiyeli ve Oportünist Yanılgı
Her çeşit oportünizmin en son tahlilde köylülerin devrimci potansiyelinin küçümsenmesine dayandığını sosyalizmin tarihi bize göstermektedir. Tekel öncesi dönemde işçi sınıfının dışındaki bütün sınıfları gerici kabul eden Lassalle oportünizminin temelinde bu yatar. Tekelci kapitalist dönemde ise, Leninizme karşı olan bütün sağ ve "sol" sapmaların temelinde yine aynı gerçeği görmekteyiz. Ve Çin'in devrimci mücadelesinde, Mao'nun mücadele ettiği bütün sağ ve "sol" sapmalar da temelde köylülerin devrimci potansiyelinin küçümsenmesine dayanmaktadır. Asya Tipi Üretim Tarzına sıkı sıkı sarılarak "Çin'de feodalizm yoktur, bu nedenle anti-feodal mücadele gereksizdir" diyerek anti-kapitalist mücadeleyi öneren Troçkistler, şehirlerdeki sovyetik bir ayaklanmayı esas aldıkları için, Japon işgalinin Çin'de kapitalizmi geliştireceğini söyleyerek teslimiyetçiliği savunmuşlardır. Li-Lisan ise, anti-emperyalist ve anti-feodal bir devrimin gerekliliğini belirtmesine rağmen zafere götürecek mücadelenin mihrakı olarak şehirleri gördüğü için aralıksız işçi grev ve saldırıları ile sonuca gidilebileceğini savunuyordu. (Li-Lisan, 1927'den 1935'e kadar ÇKP'nin en etkin yöneticilerinden birisidir.) Aynı görüş, Çen Tu Hsieu da sağ oportünizmin kucağına itmiştir. Çen Tu Hsieu, Sovyetik bir ayaklanma için, Çin işçi sınıfının gücünü yeterli görmediği için, Çin'in belli bir gelişme seviyesine kadar, anti-Japon mücadelenin önderliğini Kuomintang'a bırakmıştır. Görüldüğü gibi, görünümleri birbirinden tamamen farklı olan bu üç oportünizmin temelinde köylülüğün devrimci potansiyelini azımsama ve işçi sınıfının ideolojik öncülüğünün anlaşılmaması yatmaktadır.
·
20 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.