Gönderi

"Biz Filistinliler Ünümüzü Düşmanımıza Borçluyuz"
“Düşmanımız Yahudiler olduğu için herkes buraya bakıyor yoksa kimse ilgilenmezdi. Mahmud Derviş Filistin'in milli şairi Mahmud Derviş, otel odaları ve havaalanları arasında geçen ömrünü dolduran Moskova’dan Mısır’a, Beyrut’a, Tunus’a ve Paris’e uzanan sürgünlerin ilkini daha 6 yaşında yaşamış ve ailesiyle yürüyerek Lübnan’a geçmişti. Çünkü 1942 yılında doğduğu Birva köyü, 1948 yılında İsrail’in Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesiyle dört yüzden fazla köyle birlikte işgal edilmişti. Ünlü şair bu ilk sürgün yolculuğuna çıkarken içinden geçenleri, yıllar sonra yazdığı bir şiirde çocukluğun o naif sesiyle babasına seslenerek dile getirecektir: Beni nereye götürüyorsun babacığım? Rüzgârın gittiği yöne ey oğulcuğum Mahmud Derviş'in gençliği Derviş, evrensel bir şair olmak isterken, direnişle özdeşleştirilen mısralarıyla Filistin’in millî şairi unvanını kazanır. Bu onurlu ancak ağır madalyayı ömrü boyunca belki bir kader gibi ve evet, gururla ama hep mahcup ve isteksizce taşıyacaktır. Derviş, otel odaları ve havaalanları arasında geçen ömrünü dolduran Moskova’dan Mısır’a, Beyrut’a, Tunus’a ve Paris’e uzanan sürgünlerin ilkini daha 6 yaşında yaşamış ve ailesiyle yürüyerek Lübnan’a geçmişti. Çünkü 1942 yılında doğduğu Birva köyü, 1948 yılında İsrail’in Filistin topraklarında bağımsızlığını ilan etmesiyle dört yüzden fazla köyle birlikte işgal edilmişti. Ünlü şair bu ilk sürgün yolculuğuna çıkarken içinden geçenleri, yıllar sonra yazdığı bir şiirde çocukluğun o naif sesiyle babasına seslenerek dile getirecektir: Beni nereye götürüyorsun babacığım? Rüzgârın gittiği yöne ey oğulcuğum. Derviş ve ailesi bir yıl sonra köylerine geri dönerler ancak evleri yerle bir edilmiş, köylerinin ismi değiştirilmiş ve yerlerine Yemen’den getirilen Yahudiler yerleştirilmiştir. Doğup büyüdükleri, ekip biçtikleri yerlerin mültecisi oluvermişlerdir: “Yaşadığımız topraklardaydık ama bu kez mülteci olarak. Bu bizim ortak tecrübemizdi, bu acıyı hiçbir zaman unutmayacağım.” Sürgün sürgün büyüyen vatan: Moskova-Kahire-Beyrut-Tunus-Paris Derviş’in ailesiyle yaşadığı köy İngiliz mandasındayken, İsrail’in kuruluşundan sonra İsrail askerî yönetimince idare edilmeye başlandı. İsrail, burada Filistin’e dair tüm izleri siliyor, köy sakinleri ise tarih kitaplarını ve büyük Arap şairlerin şiirlerini elle kayda geçirerek çocuklarına okutmaya, dil ve kültürlerini işgale karşı korumaya çalışıyorlardı. Küçük yaşından beri şiirle ilgilenen ve 19 yaşında ilk şiir kitabını çıkaran Derviş de, işgal altındaki Filistin topraklarında her gün yaşadıkları aşağılanma ve yok saymaya şiirle direniyordu. Derviş, Filistinlilerin haklarını ve kültürel varlıklarını savunan tek parti olan Komünist Parti’ye üye olmuş ve burada sözün gücüne ve şiirle bir şeyleri değiştirebileceği fikrine iyiden iyiye inanmaya başlamıştı. Arkadaşlarıyla Al-İttihad ve Al-Cedid dergisini çıkartıyorlardı. “Annemin kahvesini özlüyorum/ Özlüyorum ekmeğini annemin” dizeleriyle başlayan şiiriyle bir anda ünlü olur. Lübnanlı ünlü müzisyen Marcel Khalife tarafından bestelenen bu şiir sonraları bir Arap halk türküsüne dönüşmüştür. “Annemin kahvesini özlüyorum/ Özlüyorum ekmeğini annemin” dizeleriyle başlayan şiiriyle bir anda ünlü olur. Lübnanlı ünlü müzisyen Marcel Khalife tarafından bestelenen bu şiir sonraları bir Arap halk türküsüne dönüşmüştür. Genç şair, askerî yönetimden izinsiz topluluk önünde şiir okuduğu gerekçesiyle defalarca ceza alır. 16 yaşında hapse atıldığında bir sigara paketi üzerine karaladığı ve “Annemin kahvesini özlüyorum/ Özlüyorum ekmeğini annemin” dizeleriyle başlayan şiiriyle bir anda ünlü olur. Lübnanlı ünlü müzisyen Marcel Khalife tarafından bestelenen bu şiir sonraları bir Arap halk türküsüne dönüşmüştür. Derviş’in üzerindeki siyasi baskı artmaya başlar ve genç şaire 1967-70 yılları arasında ev hapsi cezası verilir. Bu durum, onu hayatının en zor kararını vermeye zorlar. Filistin’de ağır şartlar altında yaşamak mı yoksa bir şair olarak kanatlarını çırpabileceği yeni bir gökyüzü bulmak mı? “Doğru kararı vermek için çok gençtim” diyen Derviş, ikinci yolu seçer. Bu kararı nedeniyle sıkça eleştirilse de şair, “Sürgünde ne yaptım? Filistin kültürüne daha çok şey kazandırdım mı? Eleştirmenlerin dediğine göre vaktimi boşa harcadığım söylenemez” diyerek yıllar sonra vatanı terk edişiyle hesaplaşacaktır. İlk kez 1970’de Filistin’i terk eden Mahmud Derviş, Komünist Parti aracılığıyla Moskova’ya gider. “Her genç komünist için Moskova’ya gitmek bir hayaldi ancak buranın da cennet olmadığını anladım” diyen Derviş, tam bir yıl sonra Al-Ahram dergisinde yazılar yazmak üzere Kahire’ye gider.
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.