Gönderi

OSMANLI TÜRKLERİ Yakın Doğu'ya gelip Yakın Doğu kültür ve dininin kaynayan kazanına düştükten sonra iki farklı tip Türk türedi: saray Osmanlısı ve Türk. Kalıcı bir imparatorluk yaratma kararlılığı ve doktrinine sahip olan saray Osmanlılarının, yani yönetici sınıfın, 19. yüzyıl sonuna kadar itici güç olduğu su götürmez bir gerçekti. İlk baştan beri karışık ama ne yaptığını bilen, kararlı bir sınıftı. Bu bilinçleri devam ettiği ve Yakın Doğu'da hem devlet hem de toplum için tutarlı oldukları sürece hâkimiyetleri sürdü. Temel fikirleri, devleti ırk temeline dayandırmamaktı. Irkın devletle hiç ilgisi olmadığını düşünüyorlardı. Devlet, kökenleri ve kültürleri farklı olan insanlardan oluşan bir coğrafi yapıydı; yani ortak bağ yalnızca siyasi olabilirdi. Grupların sınıflandırılmasına yardımcı bir yön- tem olarak dinî kimlik benimsediler. Irkın adı bile dışlandı. Böylece ırk adları olan Türk'ü terk edip onu Osmanlı adıyla değiştirdiler. Bu siyasi bir addı. Irkın gelenek ve kültüründen de uzak durmaya çalıştılar. Birlikte getirdikleri veya onlardan önce ülkede bulunan Türk öğesi, devletin insani malzemesinin basit bir parçasıydı. Sıradan bir Türk'ün sıradan bir Yunan'dan farkı yoktu. Hatta saray Osmanlısı, "Türklere" özellikle Anadolu Türklerine karşıneredeyse aşağılayıcı bir tavır benimsedi; "eşek Türk" ve "kaba Türk" Anadolu köylüsü için kullanılan yakıştırmalardan yalnızca ikisiydi. Saray Osmanlısının diğer ırklarla evliliği özel bir sebebe bağlı olabilir veya olmayabilir ama Yakın Doğu uygarlığının ve kültürünün benimsenmesi bir amaca yönelikti. Saf bir Yakın Doğu devleti yaratmaya yönelik bilinçli bir hareket veya hareketler zinciriydi.s.41-42
Can Yayınları
·
23 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.