Japon tarihi okuması açıkçası konuya yakın olmayanlar için zor olabiliyor en azından benim için her seferinde böyle oluyor. İşin doğası gereği çok fazla tanımlama asıl karakterleri (transkripti) ile taşınması gerekiyor ve bu durumda da belki 100-200 tane kavramı bir şekilde akılda tutmak gerekiyor. Başta bu sorunun üstesinden gelmesi açısından ve kitabın çok güzel bir örgü sistemi ile birbirine bağlı olması eseri teknik anlamda çok memnun edici kılıyor. 7-17. yy arasında belli başlı olayların ve kişilerin anlatıldığı bu kitapta tahmin edersiniz ki ne kadar çok kişi, yer ve olay ismi geçiyor.Bir şekilde Küçükyalçın okuyucuyu hiç rahatsız etmeden aynı olay ve kişileri sık sık gündeme getirerek kalıcıklarını arttırıyor. Aynı şeyin terimler içinde geçerli olduğunu da söylemeliyim. Teknik açıdan memnun kalmakla birlikte belki de biraz zannımın esiri de olabilirim ama şöyle bir alt metin okumasının da okuyucuya dayatıldığını görüyorum. Bu durumunda biraz rahatsız edici olduğunu itiraf etmek durumundayım. Tarihte insanların, devletlerin başına ne geldiyse din yüzünden gelmiştir ya da tüm dinlerin varlık amacı bir şekilde siyasette avantaj sağlamaktır; bütün insanlar da bu amaçlarla dindar görülmüşlerdir gibi bir hal çıkıyor kitap boyunca. Bu nice iyi niyetli dindar insanın üzerine yüzeysel bir bakış açısıyla toprak gömmek olur. 7-17.yy arası için genel özet olarak iç içe geçmiş bir Budizm ve Şintoizm'in insan ve mimarı üzerindeki etkileri satır satır ortaya çıkıyor. Burada en fazla sorduğum soru bu ikisi arasındaki fark nedir idi. Aslında ben basitçe Budist tapınaklarını ve Şintoist tapınaklarını soruyormuşum. En azından belli başlı ayırıcı faktörlerin varlığını bilmek içimi rahatlatıyor artık. Tabi Japonya'da artık bu halk arasında bile ayrımı kaybeden bir şey olmuş diyebiliriz. Tarih kitabı okumuş olmaktan kaynaklı ilgimi çeken notları da paylaşmış olacağım aşağıda. -İlk Buda heykelleri M.Ö 4. yy da Büyük İskender'in yanında getirdiği heykeltraşlar tarafından yapılmıştır.-İlk tam teşekküllü Budist tapınağı Asuka-dera, Soga no Umako tarafından 550'li yıllarda yapılmıştır.-Budist tapınaklarının girişinde birinin ağzı açık diğerinin kapalı olduğu iki savaşçı bulunur. Ağzı açık olan alfabenin ilk sesini kapalı olan da son harfini temsil eder. Yani hayatın tamamı için yapılan bir analojidir. Şinto tapınaklarında ise aslanlar vardır. -Tairo No Masakado (ölm 940) ilk samuray olarak kayıtlara geçmiştir ve zamanla kendisi yüceltilmiştir.-Japon tarihinde bilinen ilk harakiri 1100'lü yıllarda Minamoto Yorimasa tarafından yapılmıştır. Nedeni ise savaş yenilgisi-Üç imparatorluk alameti: Kılıç, ayna ve değerli taş. Sadece krallar ve yakın çevresi tarafından görülebilir. Ve tanrıça Amaterasu tarafından verildiğine ve Japonya'ya hükmetme hakkını sağlar. Kılıç= askeri güç, ayna= bilgelik ve taş= yardımseverlik sembolüdür. -Moğol istilasına karşı zafer kazanan Samuraylar ganimet yoksunluğundan dolayı sorun çıkaran bir topluluk olmaya başlıyorlar, beklentileri daha çok para ve toprak. -Şinto tapınaklarında bahçeye temas edilmez, çünkü tabiat zaten kusursuzdur. Budist tapınaklarında ise insan yapımı bir doğayı taklit vardır. Buradaki husus da tasarlanmış olduğunu gizleyebilecek kadar güzel yaparak tabiatın güzelliğine bir kez daha işaret etmek. -Kitabatake Chikafusa tarafından 1300 lü yıllarda yazılan "İmparatorun Kutsal Silsileleri" adlı kitap tanrıça Ameterasu ile imparator arasında bir bağ ortaya koyarak İmparator Merkeziyetçi bir yapı oluşmasını sağlar-Japon bahçelerine genel yaklaşım, sınırlı bir alanda tabiatın sonsuz güzelliği taklit edilmeye çalışılır, sınırsız istek sahibi insana doğanın bir parçası olduğu hatırlatarak alçakgönüllülük salık verme isteği vardır, ve insana hayatın geçiciliğini hatırlatır -Zen etkisi her şey gelip geçicidir ve kusurludur; bundan dolayı da güzeldir. (wabi-sabi)-Budist Jodo Shinshu tarafından ortaya konan "Hakiki Cennet Tarikatı" hala 20 milyon takipçisi olan en büyük dini yapılanmadır-Post Budist dini, Tariki (ötekinin gücü) benzetme yapılarak anlaşılması kolay olacağı için bir Budist Rahip'e bağlan gerisi tamamdır. -1500 li yıllara gelirken Kaga'da isyan eden köylüler cumhuriyet kuruyorlar ve Japonya'da bu durum ilk ve tek-1549 yılında ilk Hristiyan misyoner Portekiz'den geliyor ( Francisco Xavier)-1594 yılında yabancı dilde yazılan ilk Japon tarihi ( Historia de Iapam-Peder Frois)-1639 yılında yaklaşık 250 yıl kadar ülke kendini dışarı kapatıyor ve bu sırada bir kültür gürbüzleşmesi oluyor

Samuraylar ÇağıErdal Küçükyalçın · İnkılap Kitabevi · 201321 okunma

·

64 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.