Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

224 syf.
8/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Hayatın sesine kulak verenlere!
"Kadına yönelik şiddeti incelerken genellikle her bir kadının kendi eşinden gördüğü şiddete kayıyor gözlerimiz. Oysa kadınlarımızın çoğu şiddeti asıl doğdukları evlerde öğreniyorlar" (s.116). Dünyada birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de en önemli sorunlardan biri kadınlara yönelik şiddettir. Hemen her gün ulusal ve uluslararası medyada kadınların erkekler tarafından öldürüldüğü, cinsel, psikolojik ve fiziksel şiddete maruz kaldığı haberlere tanık oluyoruz. Okuduğumuz, dinlediğimiz ve seyrettiğimiz her haber kalbimize ve ruhumuza bir kor gibi düşerek acı veriyor. OECD'nin 2019 verilerine baktığımızda bu acıyı hissetmemek mümkün mü? Bu verilere göre şiddete uğrayan kadınların oranları Pakista'da %85, İran'da %66, Türkiye'de %38, ABD'de %36, İngiltere'de %29, Hindistan'da %29, Fransa'da %26, Almanya'da %22, Rusya'da %20, Yunanistan'da %19, Kanada'da %2 olduğu görülüyor (s.91). Doğrusu bu veriler de gösteriyor ki ister gelişmiş, ister gelişmekte, isterse de geri kalmış bir ülke olsun kadınlara yönelik uygulanan her türlü şiddet içinde yaşadığımız dünyanın geldiği noktayı göstermesi açısından önemli ipuçları veriyor. Bu ipuçlarının bir ses ve bir çığlık olarak değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Zira kadınların mutlu olmadığı bir dünyada ailelerin mutlu olması, çocukların ve erkeklerin mutlu olması, topyekün insanın ve insanlığın mutlu olması mümkün değildir. Nitekim bunu
Gülseren Budayıcıoğlu
Gülseren Budayıcıoğlu
da
Hayatın Sesi
Hayatın Sesi
adlı kitabında "Kırmızı Odası"nda dinlediği vakalar üzerinden anlatıyor bizlere. Budayıcıoğlu, "Bugün yaşamdan kadınlarımızı çekip alıversek ne olur?" diye sorarak konuyu kendi uzmanlık alanı çerçevesinde masaya yatırıyor. Kadına yönelik şiddetin ekonomik, sosyal, kültürel, ailevi ve coğrafi nedenlerine ise satır aralarında açıklıyor. Gerçekten de Budayıcıoğlu'nun da ifade ettiği gibi yaşamdan kadınlarımızı bir anlığına çekip alıversek "Müzik susar, edebiyat susar, televizyonlar ne göstereceğini şaşırır, kütüphaneler kitapsız kalır" (s.202). Hayatın rengi solar, tadı ve tuzu kaçar, sesi ve soluğu kesilir, heyecanı sona erer. Kısacası hayat anlamını yitirir. O nedenle kadınların kıymeti iyi bilinmeli ve onlara yönelik her türlü şiddeti önlemeye yönelik tüm imkanlar seferber edilmelidir. Bu itibarla hayata, çocukluk travmalarına ve özellikle de kadına yönelik şiddet konusunda farkındalığımı artıran, yaşanmış vakalardan hareketle deneme üslubunda kaleme alınmış, dili sade ve akıcı olan bu eseri, büyük bir beklenti içerisine girmeden ilgi duyan tüm okurlara içtenlikle öneriyorum.
John Stuart Mill
John Stuart Mill
, "Bir uygarlığın seviyesini ölçmek isterseniz, derhal kadının hayat şartlarına bakın" diyor. Yalnızca bir uygarlığın değil, bir ailenin, bir toplumun ve o toplumda yetişen insanların seviyesini gösteren en önemli barometrelerden birinin kadınların sahip olduğu hayat şartları olduğunu düşünüyorum. Kadınların gerçek anlamda baş tacı edildiği bir dünyada buluşmak dileğiyle tüm kitap dostlarına... Sağlıklı ve kitap dolu günler diliyorum!
Hayatın Sesi
Hayatın SesiGülseren Budayıcıoğlu · Doğan Kitap · 20221,484 okunma
··
2 artı 1'leme
·
1.520 görüntüleme
Umut durdu okurunun profil resmi
Neşet Ertaş'ın dediği gibi "Kadınlar insandır biz insanoğlu". Kendine değer veren karşısındakine de değer verir diye düşünüyorum. Şiddettin her türlüsüne karşı olmak zorunluluktur bence. Bunun için de bilinçli olmak bir görevdir. Bundan dolayı bu kitabı okuma listeme alıyorum. Yine her zamanki gibi insanı kendine çeken incelemeleriniz için teşekkürler. 🙏
nalkan okurunun profil resmi
Değerli yorum ve katkınız için çok teşekkür ediyorum.🙏📚
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.