Büyük bir olasılıkla insan bilinci, yani kendi bilincinin farkında olma durumu olan özbilinç, başka bir deyişle bize ne yapacağımızı ya da yapmayacağımızı söyleyen ve sürekli konuşan “ben”, toplumsal yaşama zorunluluğunun bir getirisidir. Genelde tersi söylenir ama bana göre atalarımız olan insansı kuzenlerimiz birlikte yaşamaya devam ettikçe ve bunu hayatta kalmanın bir gerekçesi haline getirdikçe, özbilinç kavramı kaçınılmaz olarak doğal ve cinsel seçimin bir sonucu olarak gelişmiştir. Sonuç olarak toplum olarak yaşamak sorumluluk bilincini, hesap verilebilirliği, aile dışına taşan bir mülkiyet terminolojisini (benim, senin, annemin vb) getirecektir. Bu dili ve bilinç düzeyini yakalayabilen bir topluluk da uzun erimde aynı düzeye erişemeyen topluluklara galebe çalacaktır. (Öğlen yemeğinden sonra vakit buldum, uzunca yazdım.)