samatya ve koca mustafa paşa semtlerinde yer alan denize nazır evlerin genellikle perdesi olmaz veya açık olur. . sahil yolundan arabayla giderken kafanızı evlere doğru çevirdiğinizde ister istemez anlık olarak ev halkının yaşantısına şahit olursunuz. yoldan geçerken perdesi açık bir evin yaşantısına saniyelik şahit olmuşum gibi hissettirdiği orhan pamuk romanıdır. romanın başı veya sonu yok. sadece kendini durgun su misali akan olayların ortasında buluyorsun. cevdet bey ve oğulları kitabından esintiler barındırsa da yanından bile geçemez malesef. selahattin darvınoğlu: kitabın en ilgi çekici karakteri. yazacağı ansiklopediyle beraber devrim yaratacağına inanıyor. dünyayı evinden fethetmeye çalışıyor. iletişimi kötü, insanlara üstten bakıyor. kendini ansiklopedi yazmaya bu kadar vermeyip, bir şeyleri düzeltmek için sokaklara inebilseydi her şey kendisi için farklı olabilirdi. fatma hanım seni anlamasa da olur selahattin bey. biz seni anlıyoruz. fatma darvınoğlu: her ne kadar selahattin bey tarafından aldatılsa da kitabın en kötü karakteri. eşinden çıkarmadığı hırsını, eşinin gayr-ı meşru çocuklarından çıkarıp sakat bırakan kişiden ne beklersin. altınlarını selahattin bey'e vermesi, aldatılması kendisini her ne kadar iyi bir karakter gibi gösterse de en az %51 kötü tarafta. selahattin bey ölüm döşeğindeyken yazdığı yazıları sobaya atmasının etkisini hala atamadım. aldatılmanın öcünü kendince böyle sert bir şekilde aldı. adamın senden olmayan çocuklarını sakat bıraktın, kitaplarını yaktın. kötülük terazisi senden yana ağır basıyor fatma hanım. metin darvınoğlu: kendime en yakın bulduğum karakter. über parayı bulduğum an yapılacak işlerin bir roman karakteriyle benzerlik göstermesi fazlasıyla güldürdü. (bkz: parayı bulunca fenerbahçe başkanı olmak) faruk ve nilgün darvınoğlu: romanın en silik karakterleri. ne istedikleri ne yapmaya çalıştıkları belli değil. nilgün'ün ölümünün de bir kelime çabukluğunda olması çok olmadı gibi sanki. hasan: şizofren ve bir kadına vurabilecek kadar aşağılık. hasan seni yaklaşık şöyle 3-5 sene bakırköy'e yatırmak lazım. ya da sana ibrahim şener mi demeliydim :) - - - selahattin bey belki dünyayı değiştiremedi ama tutkularını gelecek kuşaklara aktardı. yazma tutkusunu faruk bey'e, ülke aşkını oğlu doğan'a, hırsını ise metin'e aktardı.

Sessiz EvOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20186,9bin okunma

·

81 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Arda Nişancı