Bérengère Cournut, farklı kültürlerin yaşamlarını eserlerine yansıtan bir yazarmış. Taştan ve Kemikten, Arktika'da yaşayan avcı göçebe bir toplum olan İnuitleri anlatan bir roman. Arka kapak tanıtım yazısında çok çok sevdiğim bir yazar olan Annie Ernaux'nun kitap üzerine düşünceleri paylaşılmış.Şöyle diyor Ernaux: "Okuru içine çeken bir habitatın ve kültürün içine doğmuş bir kadının hayatını anlatan bu hikâye beni derinden etkiledi.Uqsuralik'le duygudaşlık kurmama neden olan onun duyumları ve bedensel deneyimleri, fakat tüm bunlar orada yaşayan canlıları, anlamlı bir evrende, güzellik ve saygıyla çevreliyor.Ezgiler, hem kurgu hem şiir hem de antropolojiyle doğallıkla iç içe geçiyor" diyor. O kadar güzel anlatmış ki romanın duygusunu Annie Ernaux, üstüne ne söyleyebilirim gerçekten bilmiyorum. Sadece deneyebilirim. Genç bir İnuit kadını olan Uqsuralik, kırılan bir buz kütlesi nedeniyle bir gece ansızın ailesinden ayrı düşer. Babası son anda bir ayı postu atmayı başarır, Uqsuralik'e.Cebindeki bıçağı, babasının en iyi köpeği İkasuk ve onun yanındaki dört genç köpekle yalnız kalır. Açlıkla, soğukla, yalnızlıkla tek başına mücadele etmek zorunda olan Uqsuralik'in ne kadar güçlü olduğunu, kısa bir sürede görürüz. Karşılaştığı topluluklara kendini kabul ettiren Uqsuralik, değişir, dönüşür. Kadın olur, anne olur. Yazar sanki İnuitlerin yaşamında, kültüründe bir kazı çalışması yaptırıyor, metin aracılığı ile okuruna. Sürekli açlık tehlikesi altında olan topluluk, karada, suda daima avcılık yapmalı, gece yarısı güneşinde yetişen meyveleri toplamalı, üstelik avlanamayacakları günler için de bunları depolamalı. Doğadan gelen her şey, etine, kemiğine, derisine kadar kullanılmak zorunda. Doğayla hemhal olmuş İnuitlerin modern insanın tüketim hırsından ne kadar arınmış olduğunu görürken, dünyalarını sadece yaşayanlarla değil, ruhlarla da paylaştıklarını fark ediyoruz. Şamanların ezgileri, ruhların ezgileri, doğanın ezgileri eşlik ediyor, metin boyunca. Eğer bana İnuitler hakkında bir antropoloji kitabı oku deseler, sıkılırdım.Bérengére Cournut'nün bu kurgusal metnini büyük bir ilgiyle okudum. Uqsuralik'in yaşamını merak ederken çok yabancısı olduğum bir kültür hakkında çok şey öğrendim. İnuit kültüründe tek sevmediğim şey, kız çocuklarının doğumdan kısa bir süre sonra öldürülmesinin kabul görmesiydi. Bérengère Cournut, "Bu romanın, İnuit toplumunun zengin dünyasına açılan bir kapı olmasını" dilemiş. Bence bunu başarmış.Taştan ve Kemikten, son zamanlarda okuduğum en değişik kitaptı.Çok ama çok beğendiğim bir kitap oldu. Değişik kültürleri tanımayı seviyorsanız, kesinlikle okumalısınız. Yazarın, Arizona'da yaşayan Kızılderili halkı Hopileri anlattığı bir romanı daha varmış.Umarım en kısa sürede, bu romanını da Türkçede okuma fırsatı buluruz.

Taştan ve KemiktenBerengere Cournut · Can Yayınları · 202175 okunma

·

176 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Özlem Akbaş