Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

352 syf.
9/10 puan verdi
Doğu’nun Sönmeyen Yıldızı Hayyam Yayınevi yazarımız
Şamil S. Zagitoviç
Şamil S. Zagitoviç
"1952de Özbekistan SSCBde Andican şehrinde doğmuştur. Bir Rus filozofu,tarihçi ve gazeteci olmaısnın yanı sıra toplum ve siyaset adamı aynı zamanda Tarih bilimleri kandidatıdır. ( Kandidat: SSCB de bir bilim payesidir).80'in üzerinde bilimsel makale yazmıştır. Bu kitabı kardeşi Kamil S. Zagitoviç ile birlikte yazmıştır." şeklinde bilgi vermiştir. Yazarımız giriş bölümünde çok kısa bir biçimde Hayyam'ı nasıl tanındığına değinmiştir. -- "Lütfen çıkın sokağa ve karşınıza çıkan ilk on, on beş kişiye sorun Ömer Hayyam kimdir diye. Herkesten aynı cevabı, “şairdir” cevabını duyacağınızdan hiç kuşkunuz olmasın. En önemlisi de budur. Ancak, soru Hayyam’ın şiirlerinin doğasıysa ulaşılacak cevap tek olmayabilir. "--- Ünlü Rus doğu bilimleri uzmanı Profesör Valentin Alekseyeviç Jukovski 1897 yılında Hayyam hakkındaki çalışmasında Hayyam’ın o zamana kadar literatürde geçen birbirine zıt tüm özelliklerinin şöyle bir sıralamasını yapmıştır: “O inançları tahrip eden özgür düşünceli biri; ateist ve materyalist; tasavvufla dalga geçen bir panteist; inançlı bir Müslüman, tam bir filozof, keskin bir gözlemci, bilim insanı; kadın peşinde koşan bir zampara, yalancı sofu ve bir münafıktır. O sadece bir kâfir değil, aynı zamanda pozitif dinin ve her türlü ahlak inancının inkârının vücut bulmuş hâlidir; kendini yaşamın zevklerinden ziyade ilahi meselelere, kendi iç dünyasına adamış yumuşak huylu bir karakterdir; O septik-epikürcüdür, o İranlı Ebû’l A’la’dır, Voltaire’dir, Heine’dir...” “Peki ama gerçekte,” diye devam eder Jukovski, “şayet manevi bir ucube değilse, içinde bu kadar çeşitli inancın ve tezat eğilimin, soylu kahramanlıkların ve aşağılık tutkuların, ızdırap verici şüphe ve tereddütlerin barındığı bir insan tahayyül edilebilir mi?” Yapılan araştırmalarda ,
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
eserlerinde ve yaşadığı dönemin diğer tarihi belgeleri incelenerek Hayyam'ım hayatını ve eserlerini anlatılmıştır. Özellikle hayatında karşılaştığı dönemsel olaylara karşı hangi dörtlükleri yazmış olabileceğine dair o rubaileri paylaşılmıştır. Sadece eserlerini okuduğumuzda Hayyam hakkında kesin bir çıkarıma varmakta yanlış olacaktır. Kendi bilgimiz ve eserlerinin arkasında nasıl bir dönemde yaşamış olduğu, hangi zorluklarla karşılaşmış olduğunu öğrenmek eserlerine ve özellikle rubailerine farklı bir gözle bakmamızı sağlıyor.
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
doğum -Nişabur, İran, 18 Mayıs 1048- ölümü -Nişabur, İran, 4 Aralık 1131 - , o dönem için doğumunun bu kadar net bilinmesi yine kendisinden ve yaşadığı dönemde astronomonin popüler olmasından kaynaklı. Babası doğduğu günün yıldızlarının konumunu yazdırmış ve onu saklamış Hayyam da bu şekilde doğum gününü net olarak çıkarmıştır. #223521487 . Hayyam'ın birçok etiketle yaftalamak, yaşadığı dönemin karmaşasından ileri gelir. Şuan adını bile duymadığım yeni mezhepler, farklı düşünceler ve bu farklılıklar yüzünden çıkan kanlı çatışmalar. Hayyam'a atfedilen deist ve atesit ibaresi genelde rubailerinde kullandığı şarap ve dinle dalga geçtiği üzerinedir. Hayatına bakıldığında ise
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
gerçek bir inanandır. Yaptığı eleştiriler dine değil, dini farklı bakış açılasıyla algılayıp o şekilde yaşamaya zorlayan "mezhep"leredir. Döneme, bilgisine ve yaşadığı deneyimlere göre inancı, fikirleri başkalaşım geçirmiştir her insan gibi. Bu yüzden tarihçiler, dönem olaylarına, yaşına ve yaşadığı bölgelere göre dörtlüklerini sıralamaya çalışmışlardır. Yaşadığı yerde en büyük şansı, zenginlerin büyük kütüphaneler yaptırarak, oraya ilim için gelen kişilerden para almadan konaklamasını,yemesini-içmesini karşılamış olması sanırım. Bu kütüphanelerde antik yunan biliminin de korunmasıyla Hayyam'ın bunları çok küçük yaşlarda hatmetmesini sağlamış. Daha onlu yaşlarla bu eserleri bitirmesi yetmezmiş gibi üstüne yeni sorular ve felsefik düşünceler oluşturmuştur. Bunu dışında İbn-i Sina, Farabi, Batlamyus.. gibi düşünürlerin eserlerini öğrenmiştir. Tıbbı ayrıca öğrenmiş, kendisinin ve çevresindekiler için ilaçlar yapmıştır. Nişabur'da gittiği okulda ünlü alim ve ilahiyatçı Şeyh Nasreddin Muhammed Mansur'un eğitiminden geçmiştir. Medresedeki eğitim de "İhvan-ı Safa" (arınmış kardeşler) 51 risaleden 4 bölümden oluşan eseri ile eğitim verilmiştir. bölüm1: Giriş / Mantık bölüm2: Doğa bilimleri/ insan-doktrinler bölüm3:Akli bilimler/ felsefe bölüm4: İlahi bilimler İlk eğitimin anlatıldığı bu bölümde 10-12 yaşlardaki çocuklara verilen eğitim çok güzel ve dikkat çekiciydi gerçekten. Pozitif bilimleri ayırmadan dini bilgileri bunlar eşliğinde öğrenen bir nesilmiş. Ömer'i hayatında döneminde bulduğu her bilgiyi öğrenen ve bunu düşünce süzgecinden geçiren biri olarak nam salmış. İsmaililer- Mu-tezililer- Kelam ilmi (el-Eşari kurucu)-Fatimiler-Karmatiler-Sufiler gibi bir çok farklı düşünceye mensup , düşünce ve öğretilerini zorla dikta etmeye çalışan grup arasında yaşamını sürdürmüştür. Bu farklarla kendi gelişimini göstermiş eserlerinde ve düşüncelerinde bu farklılar göze çarpmaktadır. Dönem şartları ve şavaşlar dolayısıyla Nişaburdan ayrılan Ömer Hayyam Selçuklu Devleti veziri Nizamülmülk'le anlaşmış ve Melikşah'a Nedim olarak saraya girmiştir. Bunu karşılığında ise rasathane oluşturulmuş ve giderleri için yüksek bir meblağ almıştır Nizammülmük'ün hayatta kaldığı sürece. Bazı eserlerinin giriş bölümünde hamisini övme o dönemde zorunlu olduğu için yaparken, rubailerinde ilim alanında çalışan insanların mevki sahibi kişilerin altında el pençe divan durmasından yakınmıştır. Hasan Sabbah'la hiç tanışmadığı düşünülüyor. Aynı dönemde yaşamış olarak siyasete girmemeye çalışan Hayyam sadece İsmailliler düşüncelerininin eserlerinde karşıt fikirler öne sürmüştür. Gazali ile tartışmalara giren Hayyam tarihçilerin belgeleriyle sunulmuştur. Melikşah ve Nizamülmük'ün vefatıyla saray hayatındaki entrikalardan dolayı dışlanan Hayyam en zor zamanlarını geçirmeye başlamıştır. Kalem tutan olarak ders vererek para kazanmış olsa da, otoritenin değişmesiyle yine eski hükümdarın Nedim'i olarak dışlanmaya devam edilmiş. Önce hacca giden ordan da memleketi Nişabur'a dönse de oradaki insanlardan da Hayyam hakkında asılsız söyletilerle taşlamaya kadar götürmüşler işi. Ama kendi kişiliği, sakinliği ve yaşamının sonlarında Sufiliğe yönelmesiyle çevrede de yeniden kabul görmeye başlamıştır. "Varlığın Evrenselliğine Dair" eserine ayrıca üstüne durulmuş, bu eserle felsefik düşünce yapısı anlatılmaya çalışılmıştır Hayyam'ın. Rubailerin350-400 tanesinin el yazmasının bulunduğunu, beşbin adete kadar Hayyam'a atfedilen rubai olduğu ve bunları araştırmalarla naısl indirgendiği de ele alınmış bir başka konu. Avrupanın Hayyamı 15-16 yyda tanımaya başlamasıyla matematik alanında boş yere çektikleri cefalar aktarılmıştır. Konu bilim olunca paylaşımın, evrenselliğin farklı düşüncelerin birleşiminin ne kadar öenmli olduğunu bir kez daha fark etmiş oldum. Ve Hayyam bu konu hakkında şöyle demiş: "Defterime yazdığım dünyanın sırları başkasına anlatınca kelle uçurmuyor." Burada hem insan hayatına zarar veren herhengi bir bilgiyle uğraşmadığını anlatmış hem de bilginin dolaşımını da. Hayyamın hayatında ve eserlerinde etki eden faktörleri çemberler olarak ele alan yazan merkezde bir Hayyam vardır, onu çevreleyen diğer çemberlerle fikirleri ve eserleri ortaya çıkmıştır diye anlatmıştır. 6. İslamın Ortodoksları (en dış çember) katı dini kurallar, insana benzer tanrı fikri ( Hayyam bu düşüncelere karşı dörtlükler yazmıştır.) 5. Mütekellimler Çemberi Kelam ilmi yanlıları, İslam skolastik düşüncesi ( zevkleri ve ahiret hayallerine karşı dörtlükler) 4. Filozoflar ve Alimler Çemberi Sorgulamalar, görülen gerçek midir? mantıkla birleşmiş kendini beğenmişlik, Gazali yorumu ve farkları 3. İsmaililer (haşhaşi) Çemberi "Bir" kavramını ele alış- bir imam gerekliliği(karşı Hayyam)- Pisagor fikirlerinde ortaklık 2. Sufiler Çemberi Çile çekme,Tanrıyı arama, Tanrı içimizde, İbadetlerinin değişmesi - tasavvuf (karşı ve ortak fikirler üzerinde rubailer) 1.Çember Ömer Hayyam (çemberin merkezi) ben , bireysellik, insana, kişiye, bireye önem atfetme,
Ömer Hayyam
Ömer Hayyam
çevresinde olsun, okudukları olsun her şeyi öğrenmeye çalışmış ama hiç bir zaman hemen kabul etmemiş gerçek bir bilim insanıdır. Önce düşünmüş, kendi mantığıyla veya farklı görüşlerle çürütmüş veya değiştirmiş şekilde ele almıştır. Bir kavramın bir noktasını kabul ederken diğer bir noktasını eleştirmiştir. Giriş kısmının son paragrafını da incelememe eklemek isterim. "Ömer Hayyam basitleştirilemez, XX. yüzyılın standartlarına indirgenemez. O dönemin şartlarına göre doğup büyüdü; ama elbette bu, yaşadığı dönemin kölesi olduğu anlamına gelmiyor. Hayyam her ne kadar yaşadığı dönemin önüne geçmiş olsa da, XI. ve XII. yüzyılın evladı olarak kalmıştır. Ömer Hayyam... Bu isim daha birçok nesli heyecanlandıracaktır. Hayyam’ın matematik ve astronomi çalışmalarında, felsefi tezlerinde olduğu gibi, rubailerinde de yansıyan dünyası, düşünen her insanın karşılaştığı ve ömürleri boyunca da kendilerince cevap bulmaya çalışacakları soru ve bilmecelerin barındığı bir dünyadır. Bu dört satır öyle bir hacme ulaşır ki, gezegenimizdeki milyonlarca insan Ömer Hayyam’la birlikte düşünerek ve yaşayarak duygu ve düşüncelerinin dehlizlerine iner, kendi özlerini bulurlar. "
Doğu’nun Sönmeyen Yıldızı Hayyam
Doğu’nun Sönmeyen Yıldızı HayyamŞamil S. Zagitoviç · Etkin Yayınevi · 201815 okunma
·
1 artı 1'leme
·
587 görüntüleme
Ftmbhc okurunun profil resmi
Teşekkürler Arzu Hanım, güzel bir inceleme olmuş, merak ettim ben de okuyacağım ilk fırsatta 🤗
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.