Gönderi

224 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
At çalmaya gidiyoruz. Geliyor musun?
Kitaplığımda okunmayı bekleyen onca kitap varken At Çalmaya Gidiyoruz ismi beni kendine çekmiş olacak ki kitabı yeni almış olmama rağmen hemen elim kendisine gitti. Peki nedir bu at çalma meselesi? On beş yaşındaki Trond uykusundan yeni uyanmışken arkadaşı Jon evlerine gelir ve ona “Geliyor musun? At çalmaya gidiyoruz.” der. Bu ikisinin arasında bir tür anlaşmadır. Komşularının atlarını gizlice dışarı çıkarırlar, başlarından birtakım olaylar geçer. Bilemezler ki bu olayların yaşandığı 1948 yazının ilk günleri herkesin hayatını şekillendirecektir. Trond Sander; 67 yaşında, köpeği Lyra ile birlikte yaşayan, eşini kaybettikten sonra yeni bir hayata başlamak üzere Norveç’in ıssız bir kasabasında yaşamaya karar vermiş bir ihtiyardır. Bu ıssız kasabada çocukluk arkadaşı Jon’un kardeşi Lars ile karşılaşması üzerine 1948 yazını hatırlamaya başlar. Trond’un hatıralarının merkezinde hep babası vardır. Hatta bu kitaba bir baba-oğul anlatısı olarak da bakabiliriz. Büyüme/ergenlik çağındaki bir erkeğin en yakından gözlemlediği kişinin babasının olması ve zaman içinde nasıl ona benzediğinin farkına varmasının ele alındığı, bütün hislerin ilmek ilmek işlenerek izlenimlerle okuyucuya aktarıldığı sakin, dingin deniz gibi bir metindi. Karakterin hem yaşlılık hem de ergenlik yılları arasındaki geçişlerle ele alınması bence kitabı en başarılı yapan noktaydı. Yazar ustalıkla zamanlar arasındaki kaygan geçişte kalemini kullanmış, ayrıca bunu yaparken Norveç’in Almanlar tarafından işgal edildiği yılları da kurgunun arka planında tarihsel bir bütünlük içinde anlatmış. Ben metni sevdim, bir olay örgüsünden daha çok size hissettirdikleriyle akılda kalan kitaplar okumayı seviyorsanız. Eminim siz de seversiniz. “Canımızın ne zaman acıyacağına gerçekten kendimiz karar veririz.”
At Çalmaya Gidiyoruz
At Çalmaya GidiyoruzPer Petterson · Metis Yayınevi · 20211,125 okunma
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.