Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Kötünün zaferi
"Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka bir karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir. Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık." Auerbach uzun incelemesinin sonunda devleti ve iktidarı önemseyen düşünürlerden bahsediyor ve şöyle diyordu: "...bu düşünürler devleti devlet uğruna talep ediyor veya Makyavel gibi canlı dinamiği karşısında sevinç duyuyor ya da en azından Hobbes gibi, iyi kurulmuş olduğunda, o za manda ve mekânda yaşamakta olan insanlara sağlayabileceği yararlara enerjik bir ilgi gösteriyordu. Bütün bunlar Pascal için bir anlam taşımıyordu. Onun gözünde devletin dinamik bir iç hayatı yoktur; eğer olsaydı bunun kadim kötücül nitelikte olacağını düşünürdü. En iyi devletin hangisi olacağıyla ilgilenmez; çünkü hepsi aynı derecede berbattır."
Sayfa 417 - Doğan kitapKitabı okudu
·
231 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.