Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

130 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Merhaba 1K okurları! Kaçış, firar, kendinden sıyrılmak.. Adı ne olursa olsun, bazen yok olmak, bazen kaybolmak, hatta şöyle kendi varlığından arınıp, yeniden doğmak istersin. Yaşadıkların yük olur, hayatın çıkmaz sokaklarında kendine yeni yollar üretirsin. Ve bir gün alır bir kaç parça özel eşyanı yalnızlığın yolunu tutarsın. Ama bazı yollar da seni hiç ummadığın başlangıçlara çıkarır. Bay F. Bir ismi bile kendine çok gören adam... Kendinden vazgeçmiş midir de isimsizleşmek, kendinde yok olmak istemiş? Yok, ilk incelemedir ki, bin düşünce bini de binbir not düşünce, silip silip yazasım var.
Anton Çehov
Anton Çehov
okuyanlar bilir. Hikayelerinde hep bir yarım kalmışlık var. Sonunu okuruna bırakıyor yazar. Onun kalemini hatırlattı bana. Tabii bir tek bu yönüyle. Kitapdaşım, Hocam hep derdi ki, "Kitapların sonunun okura bırakılması en güzeli. İstediğin gibi kurgularsın." Hocam hep hak vermişimdir size ama, bazen de okur yazarın verebileceği tersköşeleri değil de, kendi düşüncelerini katar okuduklarına. Neyse ben Bay F. üzerinden devam edeyim. Hayatı hep tiye alan, bir dediği iki olmayan, eleştirilse bile umursamazlığı takınan biri kendinden bile asi biriyle karşılaşırsa ne olur? Kendi cisminden çıkıp karşısına geçmiş kendini izliyor etkisi yaratır. Daha net olursak, ruh ikiziyle özdeşleşir. Ama gerçekten ruh ikizi miydi? İşte bunu bilemem de, ben ruh ikizimi buldum kitapta. Roz, Ela, Esin, Esina... Şimdi düşünüyorum da hangisi benim? Yoğun hayatını, karmakarışık zihnini geride bırakıp kendine "izin" veren Roz mu, tanımadığı ekibe kısa süreliğine bile olsa eşlik eden Ela mı, huzurlu uykuların, masalımsı gerçekliğin, güven veren yuvanın ahir zaman bekçisi, sırdaşı, bazen baba tavrıyla, bir anda dostane tarzıyla kahkasıyla varolan Hakan için Esin mi, yoksa asaletin, kadınlığa verilen değerin, zerafetin simgesi Esina mı? Roz olmayı seçtim ben. Bay F. gözüyle sevilen Roz... Ruhum kaçmış kitaba. Sigarayı sevmeğen ben, hatta çok sert eleştiren ben, zaman zaman, "Yeter artık, şifalı bile olsa bu kadar içme," itiraz eden benim de canım çekecek kadar kitap boyu sarılan sigaralar... Kitaptan kırdığım bir puan tam da sigaralar için. Ama bana bile canım çekti dedirtiyorsa işte buna kalem gücü, denir. Kızdırmayı, arzulatmayı başarmışsa başarılı kalem söz konusu. Yeri gelmiş bir parantez açayım, argo, küfür, ve tarzı kelimelerin olmaması, saygı uyandırdı bende yazara. Demek ki sözlerin gücünü kullanmanın her zaman bir yolu vardır. Bu konuya değineceğim ama Roz hakkında bir kaç fikir daha belirtip öyle. Uçurum kenarına salıncak kurma hayalim var benim. Salıncak kurmadı belki ama çadırını kurdu Roz. Ufukları izlemenin tadını yaşattı bana mesela... Rüyalar... Hüznümün limanı olan, kabuslarımın misafir olduğu, bilinçaltımın dışa vurumu rüyalar. Ben bir çok kez, siparişli rüyalarıma dalmışımdır. Rüyalarımı kontrol altına almaya, sevdiğimi, canımdan olanı rüyama getirmeyi denemişimdir. Bazen geldi, ama gözyaşlarımla uyanıyorum ben Roz'dan farklı olarak. O rüyasının dışına çıkabiliyorken, ben, bayılmamak için uykuma kaçıyorum. Antidepresan gibi. Asi tarafını, hırçınlığını, uçlarda yaşamanı sevdim Roz. Biliyor musun, ben çocukken gazeteci, TV programcısı olacağım derdim herkese. Büyüdüm, anne oldum. Sende ben bastırdığım hayallerimi, özgürlüğümü, asi yönümü buldum. Aldığın kararlar, ani çıkışlar bile dudağımı ısırttı:) Hakan, hayatını kitaplar arasına not eden yolcu. Herkesin bir kaçışı vardır mutlaka da, o özüne dönmüş. Doğduğu toprağa, başlangıç noktasına. Çok isterdim, Roz'un yerinde olup da Hakan'ın kahvaltı masasında çocuklaşmayı, sessizliğinin odalarında dolanıp, sonra hayalimdeki o koltukta kitap okurken uyumayı ne çok isterdim.. Bu kitabın benim için özel kalacak bir yanı da yıllardır kurduğum hayalleri Roz gözüyle yaşamak olacaktır. Yargılamamayı çok kısa bir süre önce öğrendim ben. "Vardır bir sebebi," demeyi hani. Bazen susanın taa gözlerinin içine bakmak gerek. Çekip gitmeden, kapı ardına çökmek gerek. Boşuna susmuyor suskun olanlar. İşte bu yönün hiç de ben değildi Roz. Son sayfalarda sigarayı o kadar çok içiyordu ki, "Kalp yükün mü ağır?" diyesim geldi. Maalesef, dert ciğer sökerken, derdi sökmek için ciğeri söküyor bir çok kişi bu hayatta. Tabii şifalı otlar sarıyor bizim kız ama, şifa olabilir mi ruhunda yangın olana lokman hekim?! Bir de iki aşığın durağında sonsuzluk yolcusu olan Hakan amcanın öyküleri, hikayeleri var. Tabii bir tanesini okudum kitapta ama, diğerleri de merakımı tetikledi. Umarım nasip olur. Devamı gelecek mi? Acaba sonu ne olacak? demiyorum. Çünkü her kitabın tadı kendi halinde güzel. Son olarak, sevmediğim hiç bir kitabı önermem. Tabii eleştirmem de, o ayrı. Belki benim sevmediğimi sevenler olacaktır. Ama ben bir kitaba güvenirsem, öneririm, sevdiririm, okusun diye sevdiklerime dil dökerim. Bana kitabı öneren canımın bircesi
Esina Mavi
Esina Mavi
sana teşekkür ederim. Ruhumsun, ruhumu okuttun. Herkes kitapta kendinden bir parça bulur, ben ismini buldum. Tesadüflere inanamam, vardır bir sebebi buluşmamızın. Yazara
Gürkan Uğur
Gürkan Uğur
da bana sabrettiği için teşekkür ederim. Kitabı yazarın gözünden görmek özel kılıyor. Yüreğinize sağlık... Edit: Gece yazdığım incelememden sabah bambaşka bir pencere açmak istedim. Hakan'ın hayatı, kitapları. 11 öykü. Ve bir tek öyküye dokunabiliyoruz Roz'un gözünden. "Alyona'nın hikayesi"
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in Portresi
kitabında ruhla cismin karşılaşması bir portre üzerinde gerçekleştiği gibi, Alyona'nın hikayesinde de yürüdüğü yolda ömrü filim şeridi gibi geçiyor duraklarından. Hikayeyi anlatmak gibi bir niyetim yok tabii ki de, "Hayat yolu" diye bir başlık oturdu zihnime. İnsan bir ömür yaptıklarının farkına varmayacak kadar kendinden uzak yaşar. Ve o son bakış... Ruhumuz ve Cismimiz. İkisi bir aynada karşılamış. Günahlarımızın, sevaplarımızın bıraktığı izleri taşıyoruz vücut sandığında. Hiç yaşlanmayacağız gibi ana odaklanıyoruz. Oysa "dün çocuk, bu gün genç, yarın yaşlı," bir ben var her birimizin içinde. Attığımız adımların sorulan hesaplarına hazır bile değiliz. Hangi soruların ne gibi cevapları vardır, bilmiyoruz bile. Düşünmek, düşündüklerimizi omuzlamak yüreğimizin harcı mıdır? Harcayıp gittiğimiz ömrümüzden haberdar mıyız? Benim sorularım cevapsız kalabilir de, acaba Alyona'nın hayatından başka ne gibi öyküler vardı Hakan'ın kitaplarında? 10 lacivert kitap, bir siyah kitap. Hayatını hapsetmiş karanlığın derinlerine. Ama diğer 10 kitap kaleminden dökülen öyküler. Acaba onlarda neler var? Yaşamak istedikleri mi, hayata bakışı mı? Ha yazarım? Bizi merakta mı bırakacaksınız? Ama uzun sürmesin, zaman acımıyor, siz kıymayın bari:) Keyifli okumalarınız olsun..
Fenomen
FenomenGürkan Uğur · Perseus Yayınları · 202333 okunma
·
5 artı 1'leme
·
6,1bin görüntüleme
Esina Mavi okurunun profil resmi
Hikaye tadında çok güzel bir incelme yazmışsın. Her açıdan emeğine ve yüreğine sağlık. Beni bilirsin ruhuma dokunmayan hiç bir kitapı sana önermem ki zaten sen de benim ruhumun vücut bulmuş halisin. Ben bile kendime katlanamazken bana katlanıyorsun. Hakkını ödeyemem. İyi ki varsın. Hiç eksik olma olur mu 🥺💙🧚🏻‍♀️
Kitabsever okurunun profil resmi
Gönlümce olmadı incelemem ama, son zamanlar beni bile bende bulamıyorum. Ama gerçekten iyi ki önermişsin. Sana olan sevgimin hududlarını tahmin bile edemezsin. İyikimsin Ruhum💙😚
Qardasova Ulker okurunun profil resmi
Gozel yazmisan...🤎😍
Kitabsever okurunun profil resmi
Çoox təşəkkür edirəm, əzizim🥹 Kitabı oxumuş biri olaraq bu yorumun məni çox sevindirdi💙
Çay’candır ☆ okurunun profil resmi
Ben demiştim sana dəlidaşım. Tüm incelemeler senin incelemen gelene kadar güzel diye.. :) yüreğine sağlık çok güzel yansıtmışsın yine 💙🩶
Kitabsever okurunun profil resmi
Dəlidaşım, sevgiyle baktığın içindir. Seviyorum seni💙🩶
1 sonraki yanıtı göster
Piraye okurunun profil resmi
Spoi yoksa okuyacağım. Ne dersinnnn okuyayım mıı , bugün bitiririm akşama mı okusam? ☺️
Kitabsever okurunun profil resmi
Bence bitir öyle oku. Spoi vermem genelde ama, sen bitirmeden okuma yine de😉💙
3 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.