Gönderi

Mutsuz olduklarını söyleyen insanlara öyle hemencecik inanmayın. Hele önce bir sorun bakalım hâlâ uyuyabiliyorlar mı? Yanıt evetse, her şey yolunda demektir. Bu da yeterlidir. Ben artık bir daha asla deliksiz bir uyku uyuyamayacaktım. İnsanların arasındayken tümüyle uykuya dalabilmek için gerekli olan o güven duygusu alışkanlığını, hani o gerçekten olağanüstü boyutlarda duymak zorunda olduğunuz o güven alışkanlığını yitirmiştim sanki. Eski kayıtsızlığıma biraz olsun yeniden kavuşabilmem için en azından somut bir felakete, bir hastalığa, bir ateşlenmeye gereksinim duyuyordum. Maneviyat, beden sağlıklı olduğu sürece onun kibri ve zevkidir, ama hastalanır hastalanmaz ya da işler kötüye gittiğinde bu kez de derhal o bedenden kaçıp kurtulma isteğidir. Bu iki tavırdan, o an için çıkarlarınıza en keyifli biçimde hizmet edenini seçersiniz, işte o kadar. İkisi arasında seçim yapabildiğiniz sürece, mesele yok. Ancak ben, artık seçim yapacak durumda değildim, beni nasıl bir geleceğin beklediği belliydi. Sapına kadar gerçeğin içindeydim, o kadar ki, nereye gitsem kendi ölümümde bir anlamda peşimden geliyordu, adım adım. İşin daha kötüsü bir önceki gün ve zaten fazlasıyla uzun süredir yaptıklarımızın aynısını ertesi gün yapacak gücü nereden bulacağınızı bilememektir, bu ahmakça girişimler için, bu asla bir sonuca ulaşmayan binbir tasarı için, yıkıcı zorunluluktan kurtulma denemeleri için, her seferinde çuvallayan o denemeler için gerekli gücü nereden bulacağınızı, kaldı ki bunların hepsi de yalnızca kaderin karşı konulmaz olduğuna, duvarın dibine düşmek gerektiğine kendinizi bir kez daha ikna etmenize yarayacaktır. Her akşam, her seferinde daha eğreti olan bu ertesi günün kâbusunu yaşayarak. Uykuya dalabilmenin kolay olduğu sanılmasın sakın, insan her şeye kuşkuyla bakmaya başladığında hem de. * Gecenin Sonuna Yolculuk
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.