Yaban Koyununun İzinde ~ Haruki Murakami
Olan olmuştur, olacak olanda besbelli olacaktır, işte böyle sürüp gidebilir. Başka bir deyişle, arkamızdaki “her şey” ile önümüzdeki “sıfır” arasında kıstırılmış olduğumuzdan, bizimki, içinde ne rastlantıya ne olacağa yer verilen, geçici bir varoluştur
Selamlar,
İçine girdiği insanı ele geçiren ve kontrol altına alan sıra dışı bir koyunun izini sürmeye hazır mısınız?
İlk Murakami kitabımı okuyup bitirmiş olmanın verdiği mutluluk sarhoşuyum şu anda. Çoook sevdim
Fare üçlemesinin sonuncu kitabıydı bu, kafamda Fare ile nasıl tanıştıkları gibi biraz soru işaretleri kalmadı değil ama Pinball kitabı Türkçe’ye daha sonra çevrildiği için doğru kitabı okuduğumdan şüphe yok
Yabancılaşma konusu üzerinde durulmuş postmodern bir kaos yaşadım kitabı okurken. Bireyin toplumdan, doğadan, hatta kendine olan yabancılaşma konusu işlenmiş. Romandaki isimsiz kahramanımız sorularla dolu kendi dünyasında bu varolmanın nedenini arar. Bunu da bizlere koyun simgesi üzerinden anlatan yazar bireyin kendini varetme arayışının izini sürüyor
Bu anlamda yazar emperyalizm, sömürü, kapitalizm gibi kavramları koyun simgesi üzerinden ilişkilendirmiş.
İçi dolu dolu bir kitaptı. Hop okudum bitti değil anlamadan geçemeyeceğiniz sayfalarla dolu ama bir o kadar da akıcıydı
Külliyatını okumak isteyeceğim bir yazar daha keşfettim. Murakami’den okuyacağım bir sonraki kitabım Zemberekkuşunun Güncesi olacak
Herkese keyifli okumalar dilerim