Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Eskiden Çin'de hükümet süren Türk sülaleleri hep milliyetlerini kaybetmişlerdi. Bunlardan Tuoba [Tabğaç] sülalesinin hükümdarlan kendi tebaaları olan Türkleri zorla Çinlileştirmiş ve Türkçe konuşmalarını ölüm cezasıyla men etmişlerdi. Çin'deki Moğolların istediği ise bu vaziyetin tam zıttı idi. Gerek Kubilay Kaan ve torunu Temür Kaan ve gerekse beyleri, kendilerinden önce Çin'e gelerek kaybolup giden bozkır kavimlerinin akıbetine maruz kalmamak için kendi milliyetlerini muhafaza eylemek kararını vermişlerdi ve bu hususta müttefik idiler. Çinli kadınlarla evlenmeyi beğenmezler ve bunlardan doğan çocuklar için miras hakkı tanımazlardı. Asıl Moğollar kendilerini Çin'de, mesela Hindistan'daki İngilizler gibi idare ediyorlardı; ancak yüksek makamları kendi ellerinde bulundururlar, yerlilerle karışmazlar, onlara kendilerinden sonra tali derecede olan mansapları (devlet görevi, makam) Orta ve Ön Asya'dan gelen Müslümanlar ile Hıristiyanlara verirlerdi. Gerek Moğollar ve gerekse bu Müslümanlar Çin dil ve yazısını öğrenmediler, her yerde bir dilmaç (tercüman) vasıtasıyla iş gördüler; resmi dil Moğolca idi, bununla beraber Uygurca da, yukarıda dediğimiz gibi, geniş mikyasta kullanılmıştır.
Sayfa 186 - 187
··
1 artı 1'leme
·
263 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.