Gönderi

"Birbirimizi bir daha hiç görmeyeceğimize kesinlikle inanarak yazıyorum sana. Yıllarca önce senden ayrılırken yine aynı şeyi düşünmüştüm; ama kader beni ikinci bir kere denemek istedi. Bu sınavı başarıyla atlatamadım: Zayıf yüreğim alıştığı sese boyun eğdi yine. Beni bu yüzden küçümsemezsin, değil mi? Bu mektup hem bir ayrılış mektubu olacak hem bir açıklama: Seni seveliberi içimde biriken şeyleri açıklamak zorundayım gibi geliyor. Seni suçlayacak değilim hangi erkek olsa böyle davranırdı; sen,beni kendi malın olarak, sevinçlerinin, tedirginliğinin, üzüntülerinin, durmadan değişen bu duyguların kaynağı olarak gördün; bunlarsız hayat sıkıcı ve tekdüze olurdu. Bunu ta baştan beri biliyordum; ama mutsuzdum, ben de bir gün davranışımı değerlendirirsin umuduyla, şartlara göre değişmeyen sevecenliğimi anlarsın umuduyla kendimi feda ettim. O zamandan bu yana çok vakit geçti. Senin ruhunun bütün gizli kapaklı yanlarını kavradım... ve anladım ki umudum boşunaymış. Çok buruldum tabii! Ama aşkım, yüreğimle öylesine birleşmişti ki, o da karardı, ama sönmedi. Bir daha karşılaşmamacasına ayrılıyoruz; senden başka kimseyi sevmeyeceğimi bilmelisin: Ruhun olanca hazinesini, gözyaşlarını ve umutlarını senin uğrunda tüketti. Seni bir kere sevmiş olan kadın, başka erkekleri küçümsemeden.edemez, onlardan daha iyisin diye değil, yok canım! Ama senin yaradılışında kendine özgü bir şey var, gururlu, esrarlı bir şey. Ne söylersen söyle, altedilmez bir güç var sesinde. Hiç kimse senin gibi durmamacasına sevilmek isteyemez: Kimsede kötülük bunca çekici değildir; kimsenin bakışı böylesi bir mutluluk vaat edemez, kimse üstünlüğünden bu derece ustalıkla yararlanamaz, üstelik kimse gerçekten senin kadar mutsuz olamaz, çünkü kendini aksine inandırmaya bu kadar çaba göstermemiştir
·
48 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.