Gönderi

Güz Mevsimi, Yürekleri Kanatan Bir Sancının Adıdır
Bende bu aşk, sende o sevgi varken, ölüm nasıl ayırabilir bizi. Bizimkisi sadece vakitsiz bir veda ile son bulacak bir aşk değildi Yusuf!” Hüseyin mezarlığa girerken, Yusuf’un başucunda Meryem’i görünce önce sevindi. Biraz daha yaklaşınca Meryem’in bir eli mezar taşında gezinirken diğer elinde bir ekmek bıçağının olduğunu ve boğazı hizasında tut-tuğunu gördü. Sol eliyle Yusuf’un başucuna dikilen taşa sımsıkı tutunmuştu. “Ver ellerini, tut ellerimden, beni de al yanına” diyordu Meryem. Hüseyin, avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. ”Meryem dur, etme eyleme!” Hüseyin’in çığlığa dönüşen sesi, uğultulu bir rüzgâr gibi boşlukta yankılandı. Mezarlıktaki ağaçlara tüneyen kuşlar büyük bir ürküntü ile havalandı. Siyahın elli tonuna boyanarak kararan gökyüzü ağlamaya başladı… Bu Kadar Alıntı Yeter. Nefes nefese bir solukta okuyacağınız bu roman 274 sayfadır. İmzalı kitap talebinde bulunanlar, 0545 831. 97 97 telefonla bana ulaşabilirler.
Sayfa 173 - Gülnar YayınlarıKitabı okudu
·
129 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.