Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Anne cihetinden gelen cesurluk, babamdan da intikal etmiş olduğundan annemin gözü pek idi. Bir misalini gözümle gördüm. Diğerini de işittim. Biri babamın vefatından sonra 1309 sonbaharında İstanbul'a gelirken Beyrut'ta karantinada bütün eşyayı etüve sokuyorlardı. Kürkler ve kunduralar tamamıyla kavrularak bir işe yaramaz halde çıkıyordu. Bağrışan, ağlaşan, inkisar edenlere kimse aldırmıyordu. Sıra bize gelince annem, yanımızdaki filintayı kapınca memurlara çevirdi. Ve 'Hele kürkleri alın göreyim. Bu kadar insanın feryat ve figanından vicdanınız titremiyor mu? Elimizde kalan iki parça eşyayı da siz mi yakacaksınız?' diye haykırdı. Memurlar şaşkın şaşkın bakıyorlardı. Bir doktor, 'Hanımefendi bu vazifemizdir. Behemahal yapacağız' dedi. Annem cevap olarak, 'Vazifenizi insanca yapacak bir şekil bulun. Yoksa bu silahı kafanıza boşaltmak da benim vazifemdir. Bu yetimlerin iki parça eşyasını size yaktırmam efendi' dedi. Adamlar şaşaladılar. Jandarma mülazımı olan bir ağabeyim de yanımızdaydı. O da ses çıkaramıyordu. Nihayet galebe bizde kaldı. Kürkümüzü dezenfekte ile iktifa ettiler. Eşyaları kavrulanlar hâlâ bağırarak inkisar ediyorlardı."
Sayfa 26 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.