Eğlenmekten başka hiçbir şey yapmayan serin bir beyazlık içindeki yolculara bakar ve gezindikleri âlemi cennet, onları da cennetteki mahluklar olarak görürdü. İşte, şimdi o da orada, tam merkezdeydi, geminin en itibarlı adamı olarak kaptanın sağında oturuyor ve nafile bir çabayla kaybettiği cennetini ararken baş kasarayı ve cehennem gibi kazanı yâd ediyordu.
Yenisini bulamadığı gibi artık eski cennetinin de yerinde yeller esiyordu.