Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

80 syf.
8/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
"Özgürlük baskılanmaz, sömürülür."
Bedensel hisler içerisinde insan için yalnızca acı, teknesini yüzdürebileceği, onu denize taşıyacak suyu tükenmez bir nehir gibidir. Haz, insanın peşine düşmeye çabaladığı her yerde, bir çıkmaz olduğunu açığa vurur.
Walter Benjamin
Walter Benjamin
Okurken içinde bulunduğumuz durumlarla ilgili bizi aydınlatan Byung Chul Han kitaplarından biri. Başlıklar halinde yazılan kitabı okumadan önce,
Şeffaflık Toplumu
Şeffaflık Toplumu
ve
Yorgunluk Toplumu
Yorgunluk Toplumu
kitaplarını okumanın daha faydalı olacağını düşünüyorum. Kendini tekrar eder gibi görünse de, yazarın toplum kavramlarını açıklama konusundaki başarısı göz ardı edilemez. "Algofobi-Acı Korkusu" Kişinin çektiği acı, yaşadığı toplumla ilişkilidir. Günümüzde acı çekme korkusu hakimdir. Çatışmaya yol açacak şeylerden kaçmak için çabalanır. Algofobinin hakim olduğu alanlardan birisi siyasettir. Bu durum siyasetti çıkmaza sokar. Acı çekmeme uğruna ortaya çıkan olumluluk toplumu, "beğeni" kavramını zorla hayatımızın her alanına sokar. Bugün bir sanat eseri veya moda tasarımı metalaştılararak zorla beğendirilir. Tüketilen ve ekonomik olan her şey beğeni ögesi olmalıdır. "Mutluluk Zorlaması" Disiplin toplumu, acıyı teknik olarak kullanır. Disipline giden yolda acı büyük bir rol oynar. Ancak günümüzde bunun yerini mutlululuk dispozitifi almıştır. Öyle ki oluşturulan bu toplum kendini en özgür sanan ve aslında en itaatkar olandır. Sürekli gözetim altında tutulan insanların ne hissettikleri, neye ihtiyacı oldukları ve tercihlerini bildirmeleri istenir. Bu sayede kendi kendini önemli hisseden insan, sadece kendi istekleri ve ruhsal durumuna odaklanır. Tekilleşen toplum duyarlılığını kaybeder. "Böylece devrimin yerini depresyon alır." "Hayatta Kalma" Palyatif toplumunun oluşturduğu kurumlardan birisi de hayatta kalma durumudur. Hayatta kalma dürtüsü arttıkça ölüm korkusu da artacaktır. Bu korkuya odaklanmak kaliteli hayatı göz ardı etmeye sebebiyet verecektir. "Pandemi" durumu bizi hayattan uzaklaştırıp rafa kaldırma durumudur. Böylelikle ölümü tekrar tekrar görünür kılmayı başarırlar. Sorgusuz sualsiz bize emredileni yerine getirmeye başlarız. Hayatta kalma uğruna temel ihtiyaçlarımızdan vazgeçeriz. "Sosyal mesafe" kavramıyla aktivitelerimiz, ibadetlerimiz ve yakınlarımızdan uzaklaştırılırız. Bu noktadan sonra kendimizi karantina almaya odaklamışızdır. Hayatta kalma uğruna, içi boşaltılan hayata tamah etmeye odakanırız. "Acının Anlamsızlığı ve Kurnazlığı" Acıyı günümüz dünyasında salt tıp konusu olarak addederek anlamsızlaştırmayı başarmışlardır. Acıyı biyolojik kavram dışında öteleyerek hayatın gerçeğini göz ardı etmemiz sağlanmıştır. Oysa ruhsal acı, fizyolojik acı gibi ilaçlarla yok olmaz. Üzerini kapatmaya çalışsak da, başka boyutlarda kendini bize sunar. "Hakikat Olarak Acı" Acı anestezisi bizi gerçekten koparmıştır. Algılarımızın çekildiği yönlerden dolayı depresif ve narsist kimseler olmuşuzdur artık. "Acının Poetiği ve Diyalektiği" Hayal gücümüzü kullanmayı, acı kavramının yok edilmesi bize unutturmuştur. Bu da "aynılaştırma" eylemini başarılı kılar. Acının negatifliğinden koptukça, hepimiz birbirimize benzeriz. Üretmeye karşı direnen bireyler haline geliriz. Nitekim öyle de olduk. "Acının Ontolojisi ve Etiği" Palyatif toplumun acıyı yok ederek vurduğu darbelerden birisi de empati yoksunluğu yaratmaktır. Medyada görülen acılara karşı seyirci olmaktan öteye gidemeyen bir toplum oluşturulmuştur. "Öteki"ne karşı seyirci kalma durumu egoyu beslemiş ve narsist bireyler oluşturulmuştur. "Hayat instagramlanabilir olmak durumundadır." diyor yazar. Benim için kitabın özet cümlesi bu. Yapılan aktivitelerin fotoğraflaştırılabilir olması ve hatta ekonomik bir gelir elde edilmesi gerekiyor artık. Onun dışında yapılan eylemlerin hiçbir anlamı yok (en azından büyük bir kitle için). Beğeni kaygısına odaklanan insan hayatın gerçeklerinden uzaklaştırılarak sadece kendine odaklı yaşamakta. Tek bir "like" uğruna girilen her yol mübah. Mutluluk bu kavramda gizli. Negatiflikten arındırılarak bize sunulan sosyal medya görselleri aynı zamanda acı çekenin sadece biz olduğunu düşündürerek, bizleri depresyona iter. Mutsuz olma durumunu asla göremediğimiz medya, sahte mutluluğunu sergileyerek bizi mutsuz eder. Oysa yenilen yemekler, okunan kitaplar, sanatsal aktiviteler metalaştırılarak, insanın haz alma duygusunun üzeri örtülmüş bulunmakta.
Palyatif Toplum
Palyatif ToplumByung-Chul Han · Metis Yayınları · 20241,880 okunma
·
1 artı 1'leme
·
1.268 görüntüleme
eda okurunun profil resmi
"Palyatif toplum aynı zamanda bir "beğendim" toplumudur da. Bir beğeni çılgınlığına kapılmıştır. Her şey beğeni kazanana kadar düzleştirilir. "Like" günümüzün imi, hatta ağrı kesicisidir. Sadece sosyal medyaya değil, kültürün bütün alanlarına hakimdir. Sadece sanat değil, bizzat hayat instagramlanabilir olmak durumundadır; yani acı verebilecek keskin kenarlar, uçlar, çatışmalar, çelişkiler giderilmiş olmalıdır. Acının arındırıcı olduğu unutulur."
eda okurunun profil resmi
"Alternatifsizlik" siyasi bir ağrı kesicidir.
Ayuzawa Kaichou okurunun profil resmi
Güzel ve açıklayıcı bir inceleme olmuş. Ne zamandır karşıma çıkıyordu. Kitap öncesi önerdiğin yazarın diğer kitaplarını da dikkate alacağım🙆🏻‍♀️
eda okurunun profil resmi
teşekkür ediyorum :) keyifli okumalar şimdiden 🌸
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.