Dercartes’la birlikte “düşünen ben”i her şeyin temeli olarak algılamak, bu yüzden kainatın karşısında yapayalnız olmak, Hegel’in haklı olarak kahramanca diye nitelediği bir tavırdır.
Cervantes’le birlikte dünyayı bir karmaşıklık olarak algılamak, tek bir mutlak gerçek yerine birbiriyle çelişen bir yığın görece gerçekle (roman karakteri denilen “hayali ben”lerde saklı gerçekler) hesaplaşmak zorunda olmak, “belirsizliğin bilgeliği”nden başka hiçbir şeyden emin olmamak da yabana atılmayacak bir güç gerektirir.