Sanattan anlamamak, vahim bir şey değil. İnsan Proust okumasa da olur, Schubert dinlemeyebilir ve huzur içinde yaşar. Ama “sanat düşmanı” huzur içinde yaşayamaz. Nasıl popüler bir antisemitizm varsa popüler bir “sanat düşmanlığı” da vardır. Faşist ve komünist rejimler modern sanat avına çıkarken bu eğilimden yararlanmasını bilmiştir. Ama entelektüel, ince ayar “sanat düşmanlığı” da vardır: Bu anlayış, sanatı, estetiğin dışında bir yerde konumlanmış bir amaca esir ederek ondan intikamını alır. Güdümlü sanat öğretisi: politik bir araç olarak sanat. Bir sanat eserini sadece bir yöntemin (psikanalitik, göstergebilimsel, sosyolojik vs.) uygulanması için bir bahane olarak gören kuramcılar. Demokratik “sanat düşmanlığı”: Estetik değerler hakkında hüküm veren konumundaki piyasa düzeni.