Kendimizi ne kadar kandırsak da vicdanımızın sesini bastıramayız ve bazen pişman olduklarımız öyle ağır gelir ki beynimiz gerçekleri çarpıtır ve bizi inkara sürükler. Baş karakterin, kitap boyunca insan öldürmekten aldığı keyfi sanki hiç pişman değilmiş gibi anlatmasına rağmen, alzheimer olup olanları unutmaya başladığında, aslında annesi ve babasıyla birlikte öldürdüğü küçük kız Inhi’yi öldürmeyip evlat edindiği başka bir gerçekliğe inanmaya başlaması, onu başka bir seri katilden korumaya çalıştığını sanması içten içe duyduğu vicdan azabını gösteriyor bize.