Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
“O Kızlar”
Hayatımın ilk 27 yılını kaleme alırken küçük kız çocuğu ile konuştum, sonra ergen kızla, genç kızla ve genç kadınla. Geçmişe dönüp “o kızlar” ile yüzleşmek çok zor oldu. Sonrasında yazmaya devam edemedim. Çünkü 27’den sonraki kadınlar kozasından çıkmaya henüz hazır olmayan kelebekler gibilerdi, kabuklarını kırıp onları çekip dışarı çıkarsam, daha gelişmemiş kanatları kurur, yaşama tutunamaz ve orda ölürlerdi sanki. Tam da bu nokta da yazarın 58’deki kızı yazmak için neden 50 yıl beklediğini çok ama çok iyi anlıyordum. Geçmişteki o kızı hapsolduğu o kozadan çıkarmak güç istiyordu. O kızlar, o kadınlar diyorum çünkü geçmişe köprü kurduğunuz vakit karşılaştıklarınız asla siz değilsinizdir. Yine de çabalamak, geçmişin karanlık dehlizlerine inebilme cesaretini göstermek gerekir. Çünkü o kızın size öğreteceği şeyler vardır ve bu muhakkak şimdiki zamandaki bir aydınlığın başlangıcı olacaktır. Kitaba gelelim; yazar 1958 yazında katıldığı yaz kampına ve sonraki bir kaç yıla götürüyor bizi. O kız diye bahsediyor 18 yaşındaki kendinden. Tam da burda bir kez daha yakınlaşıyorum onunla, ikimiz de geçmişimizdeki bize “ben” diyemediğimiz için. Yaşadığı ilk cinsel deneyimi, birlikte olduğu adam tarafından nasıl görmezden gelindiğini, kırılan kalbini tüm çıplaklığı ile anlatıyor. Özgür cinselliğin temsilcisi gibiydim diyor ve özgürlükten kastının ensest ve tecavüz dışında sadakatsizce bile olsa her türlü cinsel eyleme geçit vermek olduğunu ima ediyor. Tam da burda öfkem tavan yaptı, sert çıkacaktım ki sessizce devam ettim. Elbette perdenin arkası bambaşka idi. Ben onu anlamayı seçtim.
Kürtaj
Kürtaj
’ı okurken yazarın annesini yolda görsem tanırım sanki demiştim.
Bir Kadın
Bir Kadın
’ı okuduktan sonra kafamdaki anne imajı daha bir sağlamlaştı. Savaş öncesi nesilden, toplumsal yeniliklere kapalı, gelenekçi, annesinden gördüğü değerlerin devam ettiricisi, parmakla gösterilen kız olmayı özgürlüklerinin tadını çıkarmaya tercih eden tipik bir anne. Ondan gördüğü baskıdan sonra, üniversite için evden ayrılıp gittiği şehirde tüm aşırılıkları yaptığını, her şeyin en ucuna gittiğini anlatıyor
Bir Kadın
Bir Kadın
‘da. Nitekim
Kürtaj
Kürtaj
’da nihayet bin bir zorlukla hamileliğine son verdirdikten sonra “ötekilerin asla gitmeyi göze alamayacakları yere kadar gidenlerin gururunu duyuyordum” diyor. Ailesi tarafından kiliseye bağlı, yoğun din eğitimi aldığı bir okula gönderiliyor. Belki yoğun ve sıkıcı bir din eğitimi aldığı için, belki de içinden gelmediği için dini olgular içinde hiçbir zaman yer etmiyor. Kürtaj olduktan sonra yaptığı bir kilise ziyaretinin çıkışında “ inancın benim için miyadını doldurduğunu o zaman fark etmiştim diyor yine
Kürtaj
Kürtaj
’da. Tüm bunlara bakınca yazarın dengede duramayan bir tahtıravellinin bir ucundan öbür ucuna gidip gidip geldiğini görüyorum. Belki baskı ve aşırılıktan, belki de yalnızca öyle istedi. Yaşadığı hiç bir şeyden pişman değil.
Seneler
Seneler
’de,
Yalın Tutku
Yalın Tutku
’da,
Kürtaj
Kürtaj
da ve son olarak
Kızın Hikâyesi
Kızın Hikâyesi
‘nde açık seçik görüyoruz bunu. Bu umursamazlık öfke uyandırıyor bende, sonra bu öfke yerini bu sarsılmaz özgüven karşısında duyduğum bir hayranlığa bırakıyor. Öyle veya böyle yaşayıp gidiyor herkes demek ki diyorum. Bireyden topluma kurulan köprü mü diyorlardı buna. Yazar iç dünyasını tüm duruluğu ile dışarı akıtıyor ve biz bir ayna gibi karşımızda duran o gerçeklikte toplumu görüyoruz. Yazarın türkçeye en son çevrilen kitabı ve bence yazdıklarının zirvesi. Sen yolculukların en güzelisin Annie Ernaux. Seninle yoldaşlığımızın başladığı anı da, yolculuğumuzu başlatan saikleri de hatırlamanın gururun yaşıyorum.
Kızın Hikâyesi
Kızın HikâyesiAnnie Ernaux · Can Yayınları · 2023326 okunma
·
149 görüntüleme
ayşe yılmaz okurunun profil resmi
bu umursamazlık neden öfke uyandırıyor sizde?
Ayşe Sayım okurunun profil resmi
O kadar umursamaz olmaya bir zamanlar cesaretim olmadığından sanırım
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.