Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Emir bana, "Hacı!" dedi, "Söylendiği gibi Hazreti Bahaeddin'in ve diğer evliyaullahın makamlarını ziyaret kasdıyla mı Rum'dan geliyorsun?" "Evet sultanım, fakat Efendimiz'in cemal-i pakini ziyaret etmek de istiyordum" cevabını verdim. "Bu kadar uzak yerden gelmekte, gerçekten başka bir maksadınızın olmaması çok tuhaf şey" dedi. "Hayır sultanım" dedim, "başka hiçbir garazım yoktur ve bu hal o kadar şaşılacak birşey değildir. Buhara-yı Şerif ve Semerkand-ı Latif'i görmeyi çoktan beri istiyor, özlüyordum. O Semerkand ki, Şeyh Celaleddin'in kavli üzere, gönül mübarek toprağı üzerinde ayak ile yürümeyi tecviz etmez; kabil olsa baş ile yürümek lazımdır. Velhasıl bu fani alemde hiçbir emelim olmayıp uzun müddetten beri dünya hacısı gibi cihanın dört bucağını gezip dolaşıyorum." Cevap olarak, "Ne diyorsun!" diyerek sordu, "Senin gibi topal bir adam dünya hacısı mı olur? Tekrar ediyorum, bu gerçekten şaşılacak bir durumdur." Ben de, "Efendim!" dedim, "Kurbanın olayım; cedd-i aliniz Timur da topal olduğu halde yine dünyayı fethetmedi mi?" Bu sözlerim Emir'in çok hoşuna gitti. Yolculuğum hakkında kimi şeyler sordu, Buhara ile Semerkant'ı nasıl bulduğumu öğrenmek istedi. Bunlara Arapça ve Farsça hikayeler ve Kur'an ayetleriyle süslediğim cevaplar verdim. Böylece, ulemadan geçinen, gerçekte de Arapça'yı oldukça iyi bilen Emir'in hakkımda iyi düşünmesini sağladım.
Sayfa 184 - Ses Yayınları, Birinci Baskı Mayıs 1993 İstanbul, [ISBN: 975-341-003-4]Kitabı okudu
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.