Cengiz Aytmatov’un Gün Olur Asra Bedel’ini elime aldığım zaman kitabın kapak resmine anlam verememiştim. Bir binek hayvanının üstünde bir adam, semada uçuşan bir kuş, gökyüzüne gönderilmiş bir roket, Satürn’e ve Mars’a benzeyen iki gezegen ve Bilim Kurgu filmlerindeki uzay gemilerine benzettiğim bir gemi… Bunlar bir kitapta nasıl birleştirilmiş olabilirdi ki? Kitabın kapağındaki ayrıntıların ortak noktası Boranlı Yedigey’in yaşadığı Sarı Özek Bozkırıydı. İlk sayfa ilk sözler: Bu kitap bedenim yerinedir, Bu söz ruhum yerinedir… Farklı bir başlangıç yapan bu kitaptan ruhuma ekleyecek özel bir şeyler bulacağımdan emin olmuştum. Kitabı okurken ana karakterimiz Boranlı Yedigey’i kendimle bütünleştirebilmiştim. Onun üzüldüğü yerde ben de hüzünleniyordum, sevindiğinde ben de seviniyordum. Sanki okuduğumher şeyi onunla birlikte ben de yaşıyordum. Bu nedenle okuduğum en iyi romanlardan biri oldu benim için; Gün Olur Asra Bedel. Sevdanın her zaman vuslatla sonlanmadığını yaşarmışçasına anladım. Her zaman doğru bildiğimizi yapamadığımızı gördüm. Aklın sadece kalbin iradesine hükmedemediğini idrak ettim. Hatalarıyla, doğrularıyla, sevinciyle, hüznüyle, hak arayışıyla, kültürüyle insanı yeniden tanıyor gibiydim; kitabı okurken. Boranlı Yedigey benim için; bize insanlığı hatırlatan, hatalarıyla doğrularıyla insan olmayı anlatan bir karakterdi. Kitapta hikayenin ilerleyiş hızı ilk 100 sayfada bunaltıcı bir şekilde yavaştı. 100. sayfadan sonra biraz daha gideri var bir hal aldı. 250. sayfadan sonra ise su gibi aktı diyebilirim. Uzun soluklu bir maceraydı benim için. Bence herkesin mutlaka okuması gereken incelikli bir romandı. Hayatımıza dahil olan karmaşalara karşı nasıl bir tavır takınmamız gerektiğiyle ilgili örnekleriyle bu kitap bana insan yaşamındaki inişleri, çıkışları, zorlukları, engelleri… velhasıl insanın kendi karmaşık yapısını anlatmıştı. Kitapta beni yürekten etkileyen ruhuma dokunan pek çok sözün bulunması bir yana paylaşmayı canı gönülden istediğim bir parça bulunuyor: ”İnsan yalnız tanrıya gücenip küsmez. Ecelin gelmişse ölürsün, çünkü doğmak gibi ölmek de tanrının buyruğudur. Bunun dışında yeryüzünde her şeyin hesabı sorulur.” Trenlerin doğudan batıya batıdan doğuya gidip geldiği, Sarı Özek Bozkırının ortasında bulunan bu istasyonda yaşamış olan Boranlı Yedigey’in bir asırda yaşadıklarını bir günde anlamlandırmaya çalıştığı bu dünyaya davetlisiniz. Boranlı istasyonuna gidecek olan bu treni kaçırmayın. Kitabı açın ve okumaya başlayın… Visal Nur Demir

Gün Olur Asra BedelCengiz Aytmatov · Ketebe Yayınları · 202146bin okunma

·

1.268 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Visal Nur Demir