Zamanının çoğunu sonsuz kapasiteli elektronik kütüphanesinde dilediği gibi gezerek geçirirdi. Geçmişin büyük keşifleri onu büyülüyordu, bu koşullarda anlaşılır bir şeydi tabii bu. Bazen Pytheas'la birlikte Herkül Sütunları'nı gezer, bazen de Taş Devri'nden henüz çıkmış olan Avrupa kıyıları boyunca ilerleyip, Kuzey Kutbu'nun soğuk havasına kadar açılırdı. Ya da ondan iki bin yıl sonrasında Anson'la birlikte Manilla kalyonlarının peşine düşüp Büyük Sınır Kayalıkları'nın bilinmeyen tehlikelerine karşı Cook'la yelken açıyor ya da Magellan'la birlikte dünyanın çevresini ilk olarak dolaşıyordu. Ardından bunca zaman yolculuğu ona en ilginç gelen kitabı, Odysseia'yı okumaya başladı.